Yunus'un Dilinden Erdemler Projesi
2021

Yunus ile Erdemli Bir Masal
Küçükçekmece Şehit Mehmet Güder AİHL (Zübeyde Avcı Ankaralı)
Bursa İsmail Kadriye Solakoğulları Ortaokulu (Mümine Keçeci)
Eskişehir Necip Fazıl Kısakürek Ortaokulu (Suzan Demirci Acıtaş)
m Mudanya İkbal-Betül Ali İhsan Çilingiroğlu Ortaokulu (Mehtap Bayrakoğlu)
Batman Kültür Ortaokulu (Perihan Arslan)
Sarıkaya Namık Kemal İlköğretim Okulu (Yusuf Köroğlu)
Mudanya İkbal-Betül Ali İhsan Çilingiroğlu Ortaokulu (Zehra Narınç)
Yeşilırmak Ortaokulu (Yunus Emrah Çetin)
Hümeyra Ökten Kız Anadolu İHL (Özlem Uz)
Okulları Ortak E-Masal Oluşturma Çalışması



























































Evvel zaman içinde, Anadolu'nun geniş ovalarının birinde, toprakları verimli; yaslandığı dağları menekşe, sümbül kokan şirin mi şirin bir köy varmış. Buz gibi akan çeşmesi, karlı tepelerine yeşil yeşil bakan sokakları varmış. O sokaklara sabahın erkeninde işinde gücünde, çalışkan insanlar düşermiş. Köy halkı çalışır didinir ekmeğini taştan çıkarırmış.
Köy halkı böyle çalışkan, köy böyle şirinmiş şirin olmasına ama birbirine hasımlık eden haneler varmış. Bunların başında da köyün zengini Aslan Bey ile köyün marangozu Kara Bey gelirmiş. Birbirlerine bahçede, camide, çarşıda selam vermez; selam almazlarmış. Onlar da bilmezmiş yüreklerindeki bu kin niye bu kadar büyükmüş. Babalarından öyle görmüş, öyle eylerlermiş.
Yıllar böyle gelmiş, böyle geçmiş. Şimdi ise çocukları oyunda, mektepte birbirlerine rahat vermez olmuşlar. Mutlaka rekabet edecek bir şey bulur, biri diğerini ezmeye zorlarmış. Aslan Bey ile Kara Bey’in çocuklarının uyumsuzluğu yüzünden diğer çocuklar da oyunlarında huzursuz olurlarmış. Saygı, sevgi desen hak getire. Köyün büyükleri araya girip etmeyin eylemeyin; siz iyi geçinin, barışın ki çocuklarınız da toplum içinde rahat yüzü görsün, deseler de kalplerdeki kiri temizleyemezlermiş.













Derken bir gün köye bir yabancı gelmiş. Genç, temiz yüzüyle köylünün dikkatini çekmiş hemen. Bir farklılık varmış halinde, duruşunda, edasında, konuşmasında. Herkesten farklıymış. Yüreğindekileri sevgi ateşinde pişirip öyle konuşuyor gibiymiş. Yüzüne bakınca huzur, sesini duyunca ferahlık duyuyormuş insan. Köylüler bu genç adamla sohbet etmeye başlamışlar. Adının Yunus Emre olduğunu ve yolunun aşkla başlayıp içinde aşk olan her şeyle kesişen bir derviş olduğunu öğrenmişler. Sanki yıllardır tanıyorlarmış gibi hemencecik sevmişler bu genç dervişi. Tam o sırada Kara Bey atılmış: "Uzaklardan gelen hoş sözlü, yiğit duruşlu, mert derviş o zaman benim misafirimsin, seni hiçbir yere komam, kendi evimde ağırlarım." demiş.
Aslan Bey, durur mu? Bu köyün en güçlü, en büyük ailesi onlar olduğuna göre dervişi ağırlamak da onlara düşerdi. Hele şu Kara Bey’in yaptığına da bakın, düpedüz hem kendisine hem de ailesine hakaret etmiyor muydu? Hem de böylesi hoş sözlü bir dervişin yanında. O da söze girmiş hemen: "Yooo, burada seni ağırlayacak bir hane varsa o da benim hanemdir. Benim misafirim olur musun?" diye sormuş.
Derviş Yunus, bu konuşmada bir şeylerin yolunda olmadığını sezmiş hemen.




























Bunun üzerine Yunus Emre’yi, köye misafir gelen yabancıları ağırladıkları caminin yanındaki köy odasına yerleştirmişler. Burası köye gelen yolcuların ya da ozanların konaklaması için yapılmış, içi misafirin her türlü ihtiyacını karşılaması için uygun şekilde döşenmiş küçük bir odacıkmış. Yunus, geceyi burada geçirmiş ama bir yandan da köye gelir gelmez karşılaştığı bu huzursuzluklar canını sıkıyormuş. Bütün gece ne yapmalı da bu insanlara dostluğun, sevginin, kardeşliğin önemini anlatmalı, diye düşünmüş.
Ertesi gün büyük bir gürültü, bağrış çağırışla uyanmış. Köyün ileri gelen iki büyük ailesi tartışıyormuş. Yunus bir süre sonra köylülerin su yüzünden tartıştıklarını anlamış. Meğer kuraklıktan dolayı köyde bir süredir su sıkıntısı yaşanıyormuş. Köye gelen dağ suları da git gide azalmış. Köylüler bu duruma çözüm bulmak yerine tartışma çıkarmışlar. Herkes kendi tarlasını daha çok sulama peşindeymiş. Özellikle Aslan Bey çok açgözlü davranıyormuş. Çok tarlası olduğu için ona daha fazla su gerektiğini düşünüyormuş. Kara Bey ise suyun eşit bir şekilde dağıtılması gerektiğini söylüyormuş. Yunus Emre bu tartışmayı uzaktan bir süre izleyip soruna nasıl çözüm bulabileceğini düşünmeye başlamış.























Onlar tartışadursun çocuklar da susuzluktan olumsuz etkileniyormuş. Yeteri kadar ve sağlıklı su içemez olmuşlar. Hastalanmaya başlamışlar. Çocukların bu haline dayanamayan aileler tartışmanın dozunu arttırmış, birbirleriyle kavga etmeye başlamışlar. Yunus Emre, uzaktan olanları görüp hemen yanlarına koşmuş. Neler olduğunu sormuş. Köylüler hep bir ağızdan konuştukları için hiçbir şey anlaşılmıyormuş. Yunus Emre önce herkesi susturmuş. Sırayla konuşulması gerektiğini söyleyerek köylülerden birine söz vermiş.
Sözü alan kişi köyün bilmişi Nebahat ablaymış. "Bu iş böyle gitmez. Köyün yarısı yataklara düştü. Köyümüzün neşesi, çocuklarımızın neşesi kaçtı. Her gün dışarı çıkan çocuklarımız dışarı çıkmaz, oyun oynamaz oldu. Bu susuzluk sorunu böyle devam ederse bu köyde kimsecikler kalmaz..." diye Nebahat abla söze devam etmek isterken birbirini suçlayan köylüler yine hırgüre başlamış. Yunus Emre, tartışmanın bir yere varamayacağını anlayınca kalabalığı susturup sözü ele almış.
"Eyy ahali! Tartışmanın değil çözüm bulmanın zamanı. Ya devletten yardım isteyelim ya da bizler kuyu açıp suya ulaşalım. Son pişmanlık fayda etmez. Geç olmadan, çocuklarımız daha fazla zarar görmeden bu sorunu çözelim." demiş.


Çocuklar ve iyi kalpli köylüler hayran hayran dinledikleri hoşgörülü bu dervişin hele ki böyle sıkıntılı bir zamanda köylerine uğramasından çok hoşnut olmuşlar. Yunus Emre'nin sözünde hem fikir olan köylüler el birliğiyle kuyu kazmaya karar vermişler. Her şey bu kadar güzel ilerlerken Aslan Bey ile Marangoz Kara Bey ters bakışlarla birbirlerine bakmışlar. Kazmasını küreğini kapan köylüler kan ter içerisinde kuyu çalışmalarına devam ederken karşıdan çay tepsisiyle Nebahat abla görünmüş.
Fazlasıyla yorulmuş olan köylüler çaylarını yudumlarken Derviş Yunus'un etrafında toplanmışlar. Tam da fırsatını bulan Derviş Yunus köy ahalisinin de derdine derman olmak istemiş ve şöyle demiş: "Ey ahali, günlerdir kafama takılan bir konu var. Köyünüz çok güzel ve inanıyorum ki hepiniz çok iyi kalpli ve sıcak kanlı insanlarsınız. Öğrendim ki Aslan Bey ile Kara Bey'in aralarındaki husumet babalarına dayanırmış." Asıl meselenin ne olduğunu dahi unutan Aslan Bey ve Kara Bey gözlerini yere devirseler bile. Sorunu çözmeye niyetlerinin olmadığı her hallerinden belli oluyormuş. Bunu fark eden Derviş Yunus tekrar söze girmiş: ''Geçmişte yaşanan geçmişte kalsın kuraklık için birlik zamanı ve benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek hoşgörülü olmaya bak..."

- Full access to our public library
- Save favorite books
- Interact with authors
Yunus'un Dilinden Erdemler Projesi
2021

Yunus ile Erdemli Bir Masal
Küçükçekmece Şehit Mehmet Güder AİHL (Zübeyde Avcı Ankaralı)
Bursa İsmail Kadriye Solakoğulları Ortaokulu (Mümine Keçeci)
Eskişehir Necip Fazıl Kısakürek Ortaokulu (Suzan Demirci Acıtaş)
m Mudanya İkbal-Betül Ali İhsan Çilingiroğlu Ortaokulu (Mehtap Bayrakoğlu)
Batman Kültür Ortaokulu (Perihan Arslan)
Sarıkaya Namık Kemal İlköğretim Okulu (Yusuf Köroğlu)
Mudanya İkbal-Betül Ali İhsan Çilingiroğlu Ortaokulu (Zehra Narınç)
Yeşilırmak Ortaokulu (Yunus Emrah Çetin)
Hümeyra Ökten Kız Anadolu İHL (Özlem Uz)
Okulları Ortak E-Masal Oluşturma Çalışması


























































- < BEGINNING
- END >
-
DOWNLOAD
-
LIKE(6)
-
COMMENT()
-
SHARE
-
SAVE
-
BUY THIS BOOK
(from $4.19+) -
BUY THIS BOOK
(from $4.19+) - DOWNLOAD
- LIKE (6)
- COMMENT ()
- SHARE
- SAVE
- REMIX
- Report
-
BUY
-
LIKE(6)
-
COMMENT()
-
SHARE
- Excessive Violence
- Harassment
- Offensive Pictures
- Spelling & Grammar Errors
- Unfinished
- Other Problem
COMMENTS
Click 'X' to report any negative comments. Thanks!