

Nebahat Taşkın Ortaokulu/ANKARA
HAVVA GENÇ-HANDE ÖZKAYA
Coşkun Ertepınar Ortaokulu/ANKARA
MEHTAP ŞAFAK ATİLA-NURSAÇ GÖKMEN
Adnan Menderes Ortaokulu/GAZİANTEP
GÜLCİHAN SİNEM ÖZTÜRK-FATMA BİLGEN YILDIRIM
HAZIRLAYANLAR



Ahmet Halep'in küçük bir kasabasında yaşayan 10 yaşında bir çocuktu.Her sabah köpeği Jess ile birlikte kasabada yürüyüş yapardı.
Her sabah annesinin manolyalarını,karanfillerini gören pencereden saatlerce dışarıyı izlerdi.Tertemiz Halep gökyüzünü izlemek ne güzeldi.
Ahmet her akşam babasının gelmesini sabırsızlıkla beklerdi. Annesi mutfakta akşam yemeğini hazırlarken Ahmet de Ayşe ile masayı kurardı.


Kız kardeşi Ayşe ile birlikte evlerinin bahçesinde oynarlardı ve akşam olunca da gökyüzünü izlemeyi çok severlerdi.



Zaman geçti.Ahmet hiçbilmezdi bu pencerede yıldızlardan başka bir şey göreceğini.Patlayan bombalar ve savaş uçakları görmeye başladı.Savaş vardı.Surıye'nin iç savaşı.
Çocuklarının böyle yaşamasına izin veremezdi bir anne ve baba. Çocuklarının mutlu ve huzurlu büyüyebilecekleri bir ülkeye göç etmeye karar verdiler.







Sabah olduğunda anne ve baba çocuklarına Türkiye'ye gideceklerini açıkladılar.
Ahmet'in içini derin bir hüzün kaplamıştı. Doğup büyüdüğü şehri arkasında bırakıp farklı bir diyara göç etmek üzüyordu onu.
Gideceği ülkede nasıl bir hayat yaşayacağı meçhuldü...



Anne hazırlıklara başladı. Yanlarına en önemli eşyalarını alacaklardı. Kızının eline en sevdiği ayıcığı verdi. Ahmet'inde elinden tutarak çocuklarının gözlerine baktı "Korkmayın biz hep yanınızdayız." dedi. Yolculuk başlayacaktı...

Ahmet ve Ayşe Suriye sınırını geçerken aracın içinde uyuya kalmışlardı. Tek hatırladıkları başlarına aldıkları darbe, çığlıklar ve karanlık.
Hepsi gözlerini Türkiye'nin Ankara şehrinde bir hastane odasında açtılar. Tüm ailenin tedavisi sürüyordu.
Hastanede tanıştıkları Türk bir aile onlara ev bulmalarında yardımcı oldu. Ve babaya iş olanağı sağladı.

Dilleri farklıydı ve kültürleri farklıydı ama Türk milleri onları sevgiyle kucaklamıştı. Gene de vatanlarına olan hasretlerinin tarifi yoktu.
Ahmet'in anne ve babası çocuklarının iyi bir hayat sürebilmelerinin temel şartının eğitim ve öğretim olduğunun bilincindeydiler. Evlerine yakın bir okul arayışına başladılar.


Taze ekmeğin kokusu sarmıştı küçük evlerini. Annelerinin "Hadi uyanın artık ilk günden okula geç mi kalacaksınız ?" demesiyle Ahmet gözlerini kocaman açtı ve yataktan ok gibi fırladı.
İşte o büyük gün … Kardeşi ile beraber hızlı adımlarla yürüyordu okula...



Okulun kapısından girerken öğretmenin "Hoş geldiniz çocuklar, sizler yeni öğrencilerimiz olmalısınız. Ahmet ve Ayşe değil mi?" Çocuklar parıldayan gözlerle öğretmene bakarak "Siz öğretmenimiz misiniz?" diye sordular. Öğretmen güleryüzle "Evet, ben öğretmeniniz Merve'yim. Hadi gelin size yeni sınıfınızı göstereyim" dedi.

Ahmet ve Ayşe öğretmenleriyle birlikte sınıfa girdiler. "Çocuklar Ahmet ve Ayşe yeni sınıf arkadaşlarınız. Onlara destek olacağınızdan hiç şüphem yok" dedi Merve öğretmen. Hepbirlikte "Hoşgeldiniz arkadaşlar" diye seslendi sınıf arkadaşları. Ahmet ve Ayşe gülümseyerek "Hoşbulduk" dediler. Bu okulun ilk gününün sıcak karşılamasıydı.


Okulun ilk günü arkadaşlarıyla tanıştılar, onlara kendilerinden bahsettiler. Dersleri dinlediler ve güzel geçen bir okul gününün ardından evlerine döndüler. Uzun zamandır ilk kez bu kadar güzel bir gün geçirmişlerdi. Bulundukları bir yere ait olduklarını hissetmişlerdi.


Anne ve babalarına günlerinin nasıl geçtiğini anlattılar, yeni arkadaşlarından, öğretmenlerinden bahsettiler. Ailece huzurla akşam yemeğini bu sohbet eşliğinde yerken herkes çok mutluydu. Uyku saati geldiğinde "iyi geceler çocuklar" diye seslendi anne "erken yatın yarın çok güzel bir gün olacak" baba ekledi "ve bir o kadarda yorucu hadi bakalım, iyi geceler","İyi geceler" diye cevap vererek odalarına gittiler.
sabah erkenden okul heyecanı ile uyanmışlardı.yeni tanışmış olsalarda artık birlikte zaman geçirebilecekleri oyunlar oynayabilecekleri arkadaşları vardı.Bir an önce okula gitmek istiyorlardı.
ahmet artık bu yeni hayatlarına alışmıştı.sabah 8'de okula gidiyor.öğleden sonra evde ders çalışıyor.Sonra kardeşi ve arkadaşları ile parkta oyunlar oynuyordu.en sevdiği ders matematikdi.
Ahmet doktor olmak istiyordu.doktor olup savaştan etkilenen insanlara yardımcı olmak,hayatlarını kurtarmak istiyordu.bunun için derslerine çok çalışıyordu.doktor olunca belki kardeşinin savaş sırasında oluşan uçak korkusunada çare bulabilirdi.


Nebahat Taşkın Ortaokulu/ANKARA
HAVVA GENÇ-HANDE ÖZKAYA
Coşkun Ertepınar Ortaokulu/ANKARA
MEHTAP ŞAFAK ATİLA-NURSAÇ GÖKMEN
Adnan Menderes Ortaokulu/GAZİANTEP
GÜLCİHAN SİNEM ÖZTÜRK-FATMA BİLGEN YILDIRIM
HAZIRLAYANLAR



Ahmet Halep'in küçük bir kasabasında yaşayan 10 yaşında bir çocuktu.Her sabah köpeği Jess ile birlikte kasabada yürüyüş yapardı.
Her sabah annesinin manolyalarını,karanfillerini gören pencereden saatlerce dışarıyı izlerdi.Tertemiz Halep gökyüzünü izlemek ne güzeldi.
- < BEGINNING
- END >
-
DOWNLOAD
-
LIKE
-
COMMENT()
-
SHARE
-
BUY THIS BOOK
(from $4.59+) -
BUY THIS BOOK
(from $4.59+) - DOWNLOAD
- LIKE
- COMMENT ()
- SHARE
- Report
-
BUY
-
LIKE
-
COMMENT()
-
SHARE
- Excessive Violence
- Harassment
- Offensive Pictures
- Spelling & Grammar Errors
- Unfinished
- Other Problem
COMMENTS
Click 'X' to report any negative comments. Thanks!