Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde zamanın birinde yemyeşil vadilerin arasında bir köyde yaşayan Ömer ve Erva isimli iki kardeş varmış. Bu kardeşler kitap okumayı çok severmiş. Okudukları kitapları yetişkinlere anlatıp oyunlar oynayarak çevrelerindeki herkesi eğlendirirlermiş. Bu küçük çocuklar okudukları masalların gerçek olduğunu ve  Masallar Diyarında gerçekleştiğini düşünüp sürekli oraya gitmenin hayalini kurarlarmış. Anne babaları onlar üzülmesin diye bir gün oraya gidebileceklerini söyleyip çocukların hayallerine ortak olurlarmış. Ömer ve Erva okuldan çıkıp eve gittiklerinde hemen bir kitap alıp okur, kitabın içindeki kahramanlar ile hayali oyunlar oynar, Masallar Diyarına gidecekleri günün bir an önce gelmesini dilerlermiş. 

Gece olup yattıklarında ise rüyalarında sürekli uçan halılar ve balonlar  ile gökyüzünde süzülerek dünyanın diğer ucundaki ülkeleri ziyaret ettiklerini, daha önce hiç tatmadıkları lezzette dünyanın en lezzetli meyve ve sebzelerinin olduğu bahçelerde gezdiklerini, yedikleri halde bitmeyen yemişlerden sepet sepet toplayıp köydeki tüm çocuklara ve yaşlılara dağıttıklarını , devler diyarındaki insanlar, evler ve eşyalar arasında  nasıl da minik kaldıklarını, konuşan hayvanlar ve bitkiler ile sohbet ettiklerini ve sihirli müzik aletlerinin nasılda büyülü melodiler ile çaldığını görürlermiş.  Rüyalarında yaşadıkları maceralar öyle heyecanlıymış ki anneleri sabah olup uyandırdığında çok üzülürlermiş. Rüyalarından ayrılmamak için sabah olmasını hiç istemezlermiş ama uyanıp da masallarını tekrar okuyabilecekleri için sevinirlermiş her sabah ailelerine Masallar Diyarı na gitme vaktinin gelip gelmediğini sorarlarmış. 

Zamanlar zamanı kovalamış Ömer ve Erva büyüdüğünde Masallar Diyarına gerçekte gitmenin mümkün olmadığını anlamışlar . Ancak onlar masallar okumaktan hayallerinde bile olsa yaptıkları büyülü yolculuklarından hiç vazgeçmemişler.