Ortak okulumuzdaki dört öğrenci ve öğrenciyle işbirliğiyle okulumuzla "Suç ve Ceza" kitabı üzerinde yürüttüğümüz etwinning projemizde, ekiple Suç ve Ceza'nın çalışma kritiğini yapıyor . Geliştirmeyi geliştiren, olanlarını geliştiren ve geliştiren bir aileyi yetiştirmek. Söz yemeğine yemeğine koyduk.

Suç ve Ceza Romanın Felsefi Kritiği

Felsefi kritiğimizi iki aşamada gerçekleştirdik. 

İlk aşamada Victor Hugo'nun önemli bir eseri olan "Sefiller" kitabında yer alan bir uyarandan yola çıkarak öğrencilerimizin fikirlerini ve öğretmenlerimizin destekleyici yorumlarını dinledik. Bu aşamada Sefiller kitabının baş kahramanı Jan Valjean'ın hayatın ve yoksulluğun acımasızlığı karşısında yaptığı davranışlar ve bunların zamanla şartlara göre değişmesi hakkında konuştuk.

Dönemin şartlarında herkesin kavramlara yüklediği anlamların farklılığı ve insanların bu farklılığı normal karşılaması toplumun uç noktalarının var oluşunun sıradanlaşmasına değindik. Kitaptan yola çıkarak "Evrensel bir ahlak yasası var mıdır?" sorusunu sorguladık. Öğrencilerimiz Sefiller kitabıyla Suç ve Ceza kitabının benzer felsefi bakış açılarına/yönlerine dikkat çekti

İkinci aşamamızda ise Suç ve Ceza romanındaki felsefi çatışmaları ele aldık. Kitabı çok iyi okuyan ve analiz eden öğrencilerimiz kitabın derinliklerinden  birçok farklı felsefi durum açığa çıkardılar ve bunları düşünce yapılarıyla şekillendirerek yorumladılar. 

Çok verimli ve heyecan verici geçen bir felsefi kritiği gerçekleştiren öğrencilerimiz program esnasında felsefi düşünme gerçekleştirdikleri ve düşündükçe açığa farklı fikirlerin çıkmasına hayret ederek " Bu kadar heyecan dolu geçeceğini düşünmemiştik.

 Arkadaşlarımız konuştukça kafamızda sürekli fikirler değişiyor ve şekilleniyordu. Her arkadaşımızın konuşmasında olaya farklı yönden bakıp farklı bakış açıları kazandık. " sözlerini kullandılar. Öğrencilerden aldıkları bu güzel dönüt için mutlu olduklarını belirten öğretmenlerimiz kendilerinin de aynı heyecanı yaşadığını ve çok verimli geçtiğini dile getirdiler.

1) Davranışlarımızı iyi ya da kötü yapan niyet midir yoksa sonuç mudur?

2) Kötü insanlar mı suç işler yoksa insanlar suç işledikçe mi kötü olur?

3) Akla uygun her davranış vicdana da uygun mudur? 

4) Suçlu her zaman suçlu mudur?

5) İyi niyetle yapılan her davranış ahlaki midir?

6) Büyük amaçlar için bazı insanlar feda edilebilir mi?

7) Pişmanlıklar suçları hafifletir mi?   soruları oldu.

Felsefi kritiğimizde ele aldığımız kavramlar; vicdan, adalet, ahlak, iyi, kötü, irade özgürlüğü, evrensel ahlak yasası oldu. Felsefi kritiğimizde ele aldığımız sorular ise;

Öğretmen ve öğrencilerimizin projemizin bir parçası olan felsefi kritiği kendi adlarına en faydalı ve güzel şekilde geçirdikleri toplantımız web2 araçları üzerinden gerçekleştirildi. Katılan tüm öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederiz.

EDEBİ ANALİZ ÇALIŞMALARI VİDEOSU

Soru: Raskolnikov tefeci kadını kendi fakirliğinden kurtulmak için mi diğer insanları kurtarmak için mi öldürdü?

Cevap: Katılımcıların büyük bir çoğunluğu, Raskolnikov’un tefeci kadını kendinden ziyade yoksul, parasız ve zor durumda olan insanları kurtarmak için öldürdüğünü belirtti. Buna gerekçe olarak da katılımcılar, Raskolnikov’un kendisi zaten zor durumdaydı ama etrafındaki insanların tefeci kadından borç aldıklarında çok fazla faiz ödemeleri, rehinlere el konulması gibi durumlara kulak misafiri olup kurtarıcı olmak istemesini gösterdiler. Yine Raskolnikov’un cinayeti işledikten sonra paranın peşine düşmemesi de kendi için değil diğer insanlar için bu cinayeti işlediğinin kanıtıdır şeklinde de görüş belirtildi 

Suç ve Ceza Romanın Edebi Kritiği:

Soru: Romanda kullanılan “balta” sadece bir suç unsuru mudur? Yazar bunu kasıtlı olarak mı yapmıştır?

Cevap: Katılımcıların bir kısmı baltanın rastgele kullanıldığını ifade etse de aslında baltanın sadece bir suç unsuru olarak değil yazar tarafından kasıtlı olarak kullanıldığını ifade eden katılımcılar çoğunlukta olmuştur. Diğer aletler bıçak vs. yaralayıcı, öldürücü olabilirken balta ise hem yaralayıcı hem de kinin, öfkenin dışa vurumu olarak yazar tarafından Raskolnikov’a karşı kullandırılırmıştır. Aynı zamanda bıçak, silah gibi aletler sonuç odaklı olup tek seferde iş bitirebilirken baltayla acı çektirmek, Raskolnikov nezdinde onun gibi düşkün olanların kinini, öfkesini de yansıtıyor.

Bir başka açıdan bakacak olursak da “baltalamak” deyiminin TDK’deki mecaz anlamı “Bilinçli ve kasıtlı olarak bir işi veya bir durumu bozarak zarara yol açan harekette bulunma, sabotaj, sabote.” demektir. Raskolnikov yahut Dostoyevski de aslında kötü olan bu gidişatı yaşlı bir kadını öldürerek durduramayacağının farkında; ancak onlar da bu kötü sistemi bozmak, zarar vermek istiyor. Bundan ötürüdür ki Raskolnikov cinayet unsuru olarak mutfaktan bir bıçak alabilecekken baltayı alıyor. Aynı zamanda bıçağı saklamak kolayken baltayı saklamak daha da zordur. Yazar bununla Raskolnikov’un ne kadar yetenekli ve cesur olduğunu da göstermek istemiş olabilir.