This book was created with the collaborative work of the ''LITERATURE IS ON THE STREET'' project schools.




Nâzım Hikmet (d. 14 Ocak 1902; Selanik, Osmanlı İmparatorluğu - ö. 3 Haziran 1963; Moskova, SSCB) Türk şair ve yazardır. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest şiirin ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerinden biridir. Uluslararası üne kavuşmuş ve 20. yüzyılın dünyanın en popüler şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
NAZIM HİKMET RAN
ATTİLA İLHAN

Attilâ İlhan is a Turkish poet. He was born on June 15, 1925 in Menemen, İzmir. He worked in various newspapers and magazines. He served as the General Publishing Director and Editor-in-Chief of Demokrat İzmir Newspaper. He worked as a Consultant for Bilgi Publishing House in Ankara.His first poem was Fisherman's Ballad.He brought a new sound system, an exuberant, enthusiastic expression and a unique sensitivity to poetry. He influenced the young generation of poets with his poems in his poetry books
He also used divan poetry and songs in his poems in his books.

1)Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
2)Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun
3)Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
4)Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun
5)Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
6)Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..
ATTİLA İLHAN

NECİP FAZIL KISAKÜREK
Necip Fazıl Kısakürek (1904-1983) was a Turkish poet, writer, philosopher and thinker. He is one of the important names of Turkish literature and one of the most important representatives of nationalist-conservative thought. He produced various works throughout his life and made important contributions to Turkish literature. Necip Fazıl Kısakürek has the second title of Sultanu'ş Şuara after Baki in the history of Turkish literature. Necip Fazıl Kısakürek became known especially for his poetry book "Sidewalks". He saw poetry as an endless pursuit in search of God. He has a strong writing technique. He mainly dealt with religious and political issues in his works. Poetry: Spider Web, Pavements, Me and Beyond, Infinity Caravan, Suffering, My Poems, Assalam, Suffering
Play: Seed, Creating a Man, Imprint, Patience Stone, Money, Nami Other Fingerless Salih, Chief Bey, Wooden Mansion, Black Cloaked Man, Ulu Hakan Abdülhamit, Yunus Emre.
Novel: The Lie in the Mirror, Head Paper
Story: A Few Stories, A Few Analyzes, Stories from Heartbreaks, My Stories
Memories: Cinnet Mustatili, Hajj, Him and Me, Sublime Porte.

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan sonucu,
Sanki beni bekleyen bir hayal gücü.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
Cin uykuda, yalnız iki yoldaşın takibi;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çizilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, saklanan bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, faaliyetlerini sürdüren bir lisanstır.
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
Necip Fazıl Kısakürek

YUNUS EMRE
Yunus Emre is not only one of the important figures of our history and literature, but also the one who nourishes our soul and cultivates our Turkish language; In the thousands of years of history of Turkishness, it is our pure voice, our virtuous stance, our virtuous hearing, in other words, the Turk himself, that has propelled it to a completely different climate of meaning.
Although the exact date of birth of Yunus Emre is not known, based on some clues, it is estimated that he was born in Eskişehir in 1248. He was in Hacı Bektaş-ı Veli's dervish lodge for a while. Later, he was sent to Tapduk Emre Dervish Lodge in Ankara by Hacı Bektaş-ı Veli. He provided various services for the dervish lodge for a long time. Yunus Emre visited some cities of Anatolia, Damascus, Baghdad and Tabriz. He spread Tapduk Emre's thoughts wherever he went. In his poems, he focused on themes related to the concepts of love of God, love, good morals, peace and virtue. In addition, he used both aruz meter and syllabic meter in his poems written in simple language. His poems spread throughout Anatolia over time. 'Religious Sufi Folk Literature'
There is no definitive and sufficient information about Yunus Emre's life. All that is known are some rumors and comments. Examining the poems in his Divan, which is thought to have been compiled 70 or 100 years after his death, it is understood that he lived in the mid-13th century and early 14th century. In his poems, God, human, unity of existence, love, joy of life, peace, universe, death, competence, virtue, maturity, etc. are mentioned. He focused on themes related to concepts and pioneered an understanding of humanism that was ahead of his time with his popular language. Yunus Emre, who is considered one of the pioneers of folk poetry in terms of both his views and his language, wrote his poems both in aruz meter and in syllabic meter. Apart from his Divan, Yunus Emre also has a work called Risaletü'n - Nushiyye. This work was written in Mesnevi style and consists of approximately 600 couplets.

Aşkın benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevindim
Ne yokluğa yerim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denize daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seni
Yusuf; u kaybettim Kenan ilinde
Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz
Bu ne yaredir ki bakım yok
Aşkın pazarı canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu selan verirler
Ölen bedenimiz, aşıklar ölmez
Yunus Emre


“Allah,bu millete bir daha
‘İstiklal Marşı’ yazdırmasın!”


ÂTİYİ KARANLIK GÖREREK
Âtîyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle:
Îmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit! “İki el bir baş içindir”
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok...
Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin, niye bilmem ki, süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
***
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...Uğraş ki: Telâfi edecek bunca zarar var.Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
“İş bitti... Sebâtın sonu yoktur!” deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma.
AĞLARIM AĞLATAMAM
Bana sor sevgili kâri’, sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım:
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım.
Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da,
Ostralya’yla berâber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîl istîlâ!
***
Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar…
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
***
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

- Full access to our public library
- Save favorite books
- Interact with authors
This book was created with the collaborative work of the ''LITERATURE IS ON THE STREET'' project schools.




Nâzım Hikmet (d. 14 Ocak 1902; Selanik, Osmanlı İmparatorluğu - ö. 3 Haziran 1963; Moskova, SSCB) Türk şair ve yazardır. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest şiirin ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerinden biridir. Uluslararası üne kavuşmuş ve 20. yüzyılın dünyanın en popüler şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
- < BEGINNING
- END >
-
DOWNLOAD
-
LIKE
-
COMMENT()
-
SHARE
-
SAVE
-
BUY THIS BOOK
(from $5.99+) -
BUY THIS BOOK
(from $5.99+) - DOWNLOAD
- LIKE
- COMMENT ()
- SHARE
- SAVE
- Report
-
BUY
-
LIKE
-
COMMENT()
-
SHARE
- Excessive Violence
- Harassment
- Offensive Pictures
- Spelling & Grammar Errors
- Unfinished
- Other Problem
COMMENTS
Click 'X' to report any negative comments. Thanks!