Bu kitap " Tiny Hands Big Changes" eTwinning projesi ortakları tarafından hazırlanmıştır.

This book was prepared by partners of the "Tiny Hands Big Changes" eTwinning project.

 IUBIREA FAȚĂ DE NATURĂ

    Știți, copii, cât de importantă este natura pentru noi? Dacă nu ar mai exista copaci, nu vom mai putea trăi deoarece ei ne dau oxigen.

    Într-o zi senină de primăvară, Mircea și prietenii săi au ieșit, ca de obicei, în parcul din apropierea casei. Aceștia se jucau mereu fericiți sub umbra copacilor care înconjurau parcul sau se cățărau pe crengile groase și înverzite, râzând.

    Timpul a trecut, iar copacii s-au umplut de floricele mici și rozalii, care împrăștiau un miros fermecător.

    Dar, la un moment dat, copiii au văzut cum, rând pe rând, copacii erau tăiați ca să se construiască noi clădiri.

    Mircea și prietenii săi s-au adresat autorităților ca să planteze alți copaci. În ajutorul lor a venit un grup de copii veseli, care făceau parte dintr-un proiect despre natură, numit e-Twinning.

    Copăceii au început să crească voios. În fiecare săptămână copiii veneau și udau copacii.

    Trebuie să ocrotim natura! Fiecare copac plantat ne face mai fericiți.

CAMİ SOPTELA - Lucian Blaga High School Constanța - ROMANİA

                                                                   LOVE FOR NATURE

Do you know, children, how important nature is for us? If there were no more trees, we wouldn't be able to live because they give us oxygen.

On a clear spring day, Mircea and his friends went out, as usual, in the park, near the house. They always played happily under the shade of the trees that surrounded the park or climbed on the thick and green branches, laughing.

But, at some point, the children saw how, one by one, the trees were cut down to build new buildings.

Mircea and his friends asked the authorities to plant other trees. A group of cheerful children, who were part of an ecological e-Twining project, came to their aid.

The new trees began to grow happily. Every week the children came and watered the trees.

We must protect nature! Every tree planted brings us more happiness.

CAMİ SOPTELA - Lucian Blaga High School Constanța - ROMANİA

CAMİ SOPTELA - Lucian Blaga High School Constanța - ROMANİA

                                                                                KIZIL SİNCAP TARÇIN

Merhaba, ben Akdeniz bölgesinde meşe ormanında yaşayan Kızıl Sincap Tarçın. Bugün yavrularım için yiyecek toplamaya çıktım. Biz Kızıl Sincaplar kış geldiğinde meşe palamutları, ceviz, badem, fındık, tomurcuklar, mantarlar, kuru ağaç kabukları gibi besinler yiyerek yağlanır güçleniriz. 

Bugün piyasada yemek bulmak için dolaşırken çok mutluydum. Güneş parlıyor, bay bay ve bayan baykuş bir dalda dolaşırken kitaplarını okuyordu. Ağaçkakanlar yeni yuvalarını inşaa ediyor. Bay Kirpi Dikenli ise gece beslenip gündüz uyuyacak kuytu bir yer arıyordu. Kaplumbağa ise uykudan yeni uyanmış kahvaltısını yapıyordu. Hoplayıp zıplayan tavşanları ve çekirgeleri izlerken kaptırıp ben de sakatlık ile birlikte hoplayıp zıplamaya başladı. Yiyeceklerimi buldum, karnımı doyurdum. Yavrularımı besledim; Kış için kilerimi doldurdum. Yorulduğumda biraz beslenme için yuvama çekildim. Arkadaşlarımın ağaçların, kuşların bağırışları ve korku ile kaçışan hayvanların sesi ile buluşmam. Yuvamın içi yanan ormanın dumanı ile dolmuştu. Benim tek evim olan orman bir alev topu olmuştu, yanıyordu. Can havlıyla ve korku içinde yuvama yavru dönmelerimi çekip kaçmak istedim. Yolda bebekte ölenlerin akrabalarını gördüm. Yanan ormandan çıkamayacağımı. Yuvamıza geri döndüm. Yavrularımın korku ve dehşeti içinde, “anneciğim çok korkuyoruz, bizim gibi canlıların tek yaşam kaynağı olan ormanın yok olmasını istemiyoruz” dedi. Korku ile ilgileniyorlar. Biz böyle korku ve dehşet içinde beklediğimiz askeri ekipler gibi bizim canlıların tek yaşam alanı olan ormanı söndürdüler. 

Ormanı yakan kötü tasarrufların başkalarını koruyanların da büyütüldüğü anlaşıldı. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi değildi. Bazı komşularımız yaşamıyordu. Biz de doğayı yedi ve doğayı koruyan, hayvanlara zarar veren insanlarla hayata tutunmaya çalışıyoruz.

Not: 28 Temmuz 2021'de 15 gün içinde 54 ilde 250'nin üzerinde orman patlaması meydana geldi. Ve bu yangınlarda yaklaşık 150 bin hektar orman alanı etkilendi. Büyük olay sayısı ise 16 oldu.

ÖZDEN KÖROĞLU BEDER -  Ümraniye Hasan Tahsin İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

                                                                         RED SQUIRREL CINNAMON

Hello, I am the Red Squirrel Cinnamon, who lives in the oak forest in the Mediterranean region. Today I went out to collect food for my babies. When winter comes, we Red Squirrels get fat and strong by eating foods such as acorns, walnuts, almonds, hazelnuts, buds, mushrooms and dry tree barks.I was very happy today while wandering around the market to find food. The sun was shining, Mr. and Mrs. Owl were reading their books while walking around on a branch. Woodpeckers are building their new nests. Mr. Hedgehog Dikenli was looking for a secluded place to feed at night and sleep during the day. The turtle had just woken up and was having his breakfast. While watching the hopping rabbits and grasshoppers, he got carried away and started jumping along with me. I found my food, I was fed. I fed my babies; I stocked my pantry for the winter. When I got tired, I retreated to my burrow for some nutrition. I meet my friends with the sound of trees, birds shouting and animals running away in fear. The inside of my nest was filled with the smoke of the burning forest. The forest, my only home, had become a ball of fire and was burning. I desperately and fearfully wanted to take my baby babies back to my nest and run away. 

ÖZDEN KÖROĞLU BEDER -  Ümraniye Hasan Tahsin İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

ÖZDEN KÖROĞLU BEDER -    Ümraniye Hasan Tahsin İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

                                                                                BAHAR’IN RÜYASI

     Bahar o sabah annesinin tatlı sesiyle uyandı.

     –Hadi kızım uyan! Baban bugün bizi çok güzel bir yere götürecek. Bahar merak içinde uyandı. Hızlıca hazırlanıp kahvaltı masasına oturdu. Kahvaltıda babası:

    - Sizi millet bahçesine götüreceğim.’ dedi. 

     Bahar daha önce millet bahçesine gitmediği için çok heyecanlanmıştı. Birlikte sofrayı toplayıp, yolculuğa çıktılar. Vardıklarında Bahar çok mutlu oldu. Millet bahçesini çok sevdi. Çiçekler, böcekler, kuşlar, ağaçlar çok güzeldi. Her taraf rengârenkti ve mis gibi kokuyordu. Bahar renk renk laleleri gördü. Dayanamayıp annesi için topladı. Annesi: 

   -Kızım bu çiçekler şimdi solacaklar. Keşke koparmasaydın, dedi. 

   Bunu duyan Bahar çok üzüldü. Annesi haklıydı. Sonra Bahar kelebekleri kovalamaya başladı. Beyaz bir kelebeği yakalamak isterken, yeni dikilmiş zeytin fidanını ezdi. Ama bunu pek umursamadı. Akşam eve döndüklerinde, harika bir gün geçirmenin yorgunluğuyla hemen uykuya daldı. O gece rüyasında, ezdiği zeytin fidanını gördü. Zeytin fidanı:

   -Ölmez ağaç derler bana. Yüzlerce yıl yaşarım. Beni ezmeseydin, büyüyüp serpilecektim. Havayı temizleyecektim. Dallarıma kuşlar yuva yapacaktı. Zeytinlerim olacaktı. Zeytin yağlarımla insanlar şifalanacaktı. Ama sen bana zarar verdin, yaşam sürem sona erdi. Bu yanlışını telafi etmek istiyorsan bol bol ağaç dik. Geleceğine faydalı bir insan ol, dedi.

    Bahar heyecan ve ter içinde uyandı. Yaptığı yanlışın farkına vardı. Sabah babasından zeytin fidanları ve lale soğanları almasını istedi. Evlerinin bahçesine kendi elleriyle dikti. Can sularını verdi. İçini bir huzur kaplamıştı. Geleceğe güzel bir miras bırakmıştı. Bundan sonra sık sık ağaç diken ve ağaç dikmenin önemini kavrayan bir çocuk olmuştu.

SÜLEYMAN ULUDAĞ -    Üsküdar Necmiye Güniz İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

BAHAR’S DREAM

 Bahar woke up that morning to her mother's sweet voice.

     "Come on, girl, wake up!" Your father will take us to a very beautiful place today.

    Bahar woke up curious. He quickly got ready and sat down at the breakfast table. At breakfast, his father said:

    "I will take you to the garden of the nation.' 

     Bahar was thrilled that she hadn't been to the public garden before. Together they set the table and set off on the journey. When they arrived, Bahar was very happy. He loved the garden of the nation. The flowers, the insects, the birds, the trees were beautiful. Everywhere was colorful and smelled good. Spring saw colorful tulips. Unable to resist, he gathered it for his mother. Mother: 

   -Girl, these flowers will wither now. "I wish you hadn't ripped it off," he said. 

   Bahar was very upset when she heard this. Her mother was right. Then Bahar began to chase butterflies. While trying to catch a white butterfly, he crushed the newly planted olive sapling. But he didn't care much about that. When they returned home in the evening, he immediately fell asleep with the fatigue of having a great day. That night, in his dream, he saw the olive sapling that he had crushed. Olive sapling:

   -They call me an immortal tree. I live for hundreds of years. If you hadn't crushed me, I would have grown and flourished. I was going to clean the air. Birds would nest in my branches. I was going to have olives. With my olive oils, people would be healed. But you hurt me, my life span is over. If you want to make up for this mistake, plant plenty of trees. Be a useful person for your future, he said.

    Spring woke up in excitement and sweat. He realized the mistake he had made. In 

the morning, he asked his father to buy olive saplings and tulip bulbs. He planted it with his own hands in the garden of their house. He gave his lifeline. A sense of peace filled him. He left a beautiful legacy for the future. After that, he was a child who often planted trees and understood the importance of planting trees.

SÜLEYMAN ULUDAĞ -    Üsküdar Necmiye Güniz İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

SÜLEYMAN ULUDAĞ -    Üsküdar Necmiye Güniz İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

KÜÇÜK ELLER BÜYÜK DOKUNUŞLAR

   Bir gün Doğa yatağından kalktı ve okula gitmek için sabırsızlanıyordu çünkü bugün okulda arkadaşlarıyla fidan ve çiçekler dikeceklerdi. Doğa okula gitti ve zilin çalmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Zil çaldı hızlı bir şekilde Doğa ve arkadaşları okul bahçesine çıktılar. İlkbahar mevsimiydi her yer yemyeşil, kuşlar cıvıl cıvıl ötüyordu. Bir sürü ağaç vardı. Doğa, zeytin ağacı Bahar, limon servisi ağacı Defne de rengarenk çiçekler dikeceklerdi bir hevesle toprağı kazmaya başladılar. Doğa ve arkadaşları fideleri poşetten çıkarmaya başladılar. Fideleri poşetten çıkardıktan sonra Doğa, Bahar’a su getirmesini söyledi. Bahar, suyu getirdi ve kazdıkları çukura biraz su döktüler ellerindeki fideleri koymaya başladılar fideleri koyup yavaşça toprakla kapattılar. Defne de çiçeklerini toprağa ekti. Bahar’ın getirdiği sudan biraz fidelerin üzerlerine döktüler. Bütün okula ağaçları, fideleri, çiçekleri ekmişlerdi. 

Her yer yemyeşil olmuştu ve Doğa döndü arkadaşlarına şöyle dedi. “Bahar Defne ilerde bizim bu fideler, çiçekler, ağaçlar büyüyecek yemyeşil olacak geleceğe yemyeşil bir doğa bırakalım olur mu?” dedi. Bahar ve Defne de “evet geleceğimize yemyeşil bir doğa bırakalım arkadaşlarına da gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmalıyız, çevremizi koruyalım. Dünyamızı yeşillendirmeliyiz ağaçlarımız bizim için çok önemli ve fidan dikip onları korumalıyız ağaç isteyen tohumuna sahip çıkmalı bunu unutmayalım” dedi.

ÖZGE AFACAN GENÇ -    Üsküdar Necmiye Güniz İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

SMALL HANDS BIG TOUCHES

One day Doğa woke up from her bed and she couldn't wait to go to school because they were going to plant saplings and flowers with their friends at school today. Doğa went to school and was waiting impatiently for the bell to ring. The bell rang and Doğa and her friends went out to the school garden quickly. It was spring, everywhere was green and birds were chirping. There were lots of trees.  Doğa, the olive tree Bahar, the lemon cypress tree Defne were also going to plant colorful flowers. They started digging the ground with enthusiasm. Doğa and her friends started to take the seedlings out of the plastic bag. Then Doğa told Bahar to bring water. Doğa brought water and they poured some water into the hole they had dug. They started to put the seedlings in. They put the seedlings in and slowly covered them with soil. Defne also planted her flowers in the ground. They poured some of the water that Bahar brought on the seedlings. 

They planted trees, seedlings and flowers throughout the school. Everywhere was green and Doğa turned to her friends and said: “Bahar and Defne, in the future these seedlings, flowers and trees will grow and become lush green. Let's leave a lush nature to the future, okay?” Also they said to Doğa: “Yes, let's leave a green nature to our future, protect our environment and we should green our world, our trees are very important to us. We should plant saplings and protect them moreover let's not forget that those who want a tree should take care of their seeds. “

ÖZGE AFACAN GENÇ -    Üsküdar Necmiye Güniz İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

ÖZGE AFACAN GENÇ -    Üsküdar Necmiye Güniz İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

                                                                       ŞEN ORMAN

Şen Ormanda tüm canlılar mutlu yaşarmış. 

    Ormanları çok güzelmiş. Ama Tilki Lis, ormanın yanına bir fabrika kurmuş. Fabrikadan çıkan dumanlar her geçen gün ormana zarar veriyormuş. Ağaçlar ve çiçekler kuruyor, sular kirleniyormuş. Hayvanlar, Bilge Timsah Ju’nun yanında toplantılar yapmışlar. Ormanı çok seven Özgür vearkadaşlarından yardım istemeye karar vermişler.

    Özgür, arkadaşları ve tüm hayvanlar, Tilki Lis ile konuşup ormanı kirletmemesi gerektiğine ikna etmişler. Hep birlikte arıtma tesisi yapmışlar. Zarar gören ağaçların yerine yeni ağaçlar , çiçekler ekmişler. Birlikte mutlu yaşamaya devam etmişler.

NİLÜFER CANPOLAT DOĞAN - Kadriye Faik Koparan İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

                                                                                    MERRY FOREST

    All the animals have been living happily in the joyful animal kingdom forest. 

    The forest was a very pretty one. However, Fox Lis founded a factory right beside the forest. The smoke from the factory was harming the forest day in, day out. The trees and flowers were drying, the fresh water was getting polluted. The animals gathered around the wise crocodile Ju for a meeting. They decided to ask for help from Ozgur who loves the forest very much.

    Ozgur, his friends and all the animals talked to Fox Lis and convinced him not to pollute the   forest. They, altogether, constructed a treatment center. They planted new trees and flowers to replace the damaged ones. They continued to live happily ever after.

NİLÜFER CANPOLAT DOĞAN - Kadriye Faik Koparan İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

NİLÜFER CANPOLAT DOĞAN - Kadriye Faik Koparan İlkokulu - İstanbul - TÜRKİYE

                                                                   ARKADAŞLIK ORMANI

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyük bir orman varmış. Bu ormanın adı Arkadaşlık Ormanıymış. Arkadaşlık ormanındaki hayvanlar her gün neşe içinde okullarına giderlermiş. Yaz tatilinin başlamasıyla birlikte sıcaklarda iyice artmış. Havanın çok sıcak olduğu bir günde hayvanlar korkuyla uyanmış. Arkadaşlık ormanında yangın çıkmış. Ormandaki hayvanlar hemen yangın yerine koşmuşlar. Herkes kova kova su taşıyarak yangını söndürmeye çalışmış. 

Sonunda yangın çok büyümeden söndürülmüş. Ama arkadaşlık okulunda hasar büyükmüş. Herkes çok üzülmüş. Anne ve babalar yavru hayvanlar nasıl eğitim alacaklar diye düşünmeye başlamışlar. Orman halkı bu konuyu konuşmak üzere toplanmışlar ve elbirliği ile okulu yapmaya karar vermişler. Eskisinden daha da güzel bir okul yapmışlar.  Böylesine büyük bir sorunu çözdükleri için mutlu olmuşlar ve hep birlikte neşe içinde yaşamışlar.

CEMİLE ŞEN - Darıcı İlkokulu - Kütahya - TÜRKİYE

                                                             FRIENDSHIP FOREST

Once upon a time, there was a large forest filled with hay. The name of this forest was the Friendship Forest. The animals in the Friendship Forest went to school cheerfully every day. With the start of the summer holidays, the heat increased. On a very hot day, the animals woke up in fear. There was a fire in the friendship forest. The animals in the forest immediately ran to the fire scene. Everyone tried to extinguish the fire by carrying buckets of water. Finally, the fire was extinguished before it got too big. But the damage was great at the friendship school. 

Everyone was very sad. Mothers and fathers started to think about how the baby animals would be educated. The people of the forest gathered to talk about this issue and decided to build the school together. They built an even more beautiful school than before. They were happy to have solved such a big problem and they all lived happily together.

CEMİLE ŞEN - Darıcı İlkokulu - Kütahya - TÜRKİYE

CEMİLE ŞEN - Darıcı İlkokulu - Kütahya - TÜRKİYE

BÜTÜN AĞAÇLAR GÜZELDİR

    Sinop ilinde küçük bir orman varmış. Bu ormanda genç, yaşlı birbirinden güzel ağaçlar varmış. Bir gün genç ağaçlar, ben daha güzelim diye kavga etmeye başlamışlar. Çam ağacı “Benim yapraklarıma bakın, iğne gibi çok güzeller”, gürgen ağacı da “Benim dallarıma bakın, ne kadar uzunlar” demiş. Böylece bütün genç ağaçlar kendi özelliklerini söyleyerek daha güzel olduklarını iddia etmişler. Tartışma günlerce sürmüş. Sonra bir güzellik yarışması yapmaya karar vermişler. 

Jüri olarak da tecrübeli olduğuna inandıkları koca çınarı seçmeye karar vermişler. Hepsi koca çınarın karşısına çıkıp sormuşlar, “Hangimiz daha güzeliz?” Koca çınar hepsine şöyle bir bakıp demiş ki “Hepiniz güzelsiniz ama birlikte bir orman olunca çok daha güzelsiniz”.

EDA VERİM Gazi Mustafa Kemal İlkokulu  - Sinop - TÜRKİYE

ALL TREES ARE BEAUTIFUL

               There was a small forest in Sinop province. There were beautiful trees, young and old, in this forest. One day, young trees started fighting because I was more beautiful. The pine tree said, "Look at my leaves, they are beautiful like needles," and the hornbeam tree said, "Look at my branches, how long they are." Thus, all the young trees claimed that they were more beautiful by describing their own characteristics. The discussion continued for days. Then they decided to hold a beauty contest. 

They decided to choose the big plane tree, whom they believed to be experienced, as the jury. They all stood in front of the big plane tree and asked, "Which of us is more beautiful?" The big plane tree looked at them all and said, "You are all beautiful, but you are even more beautiful when you become a forest together."

EDA VERİM Gazi Mustafa Kemal İlkokulu  - Sinop - TÜRKİYE

EDA VERİM Gazi Mustafa Kemal İlkokulu  - Sinop - TÜRKİYE

                                                                 MİNİK ELLER

    Bir varmış bir yokmuş. İki iyi arkadaş varmış. Ama bir gün ikisi de ayrı yerlere taşınmışlar. Birinin taşındığı şehir temiz, diğerinin ise kirliymiş. Temiz şehirde yaşayanlar çok mutluymuş. Çünkü her taraf yemyeşil ve temizmiş. Kirli şehirde yaşayanlar da çok üzgünmüş.

Sonra arkadaşlar birbirlerini görmeye gitmiş. Temiz şehirde yaşayan arkadaş:

-Sizin şehriniz ne kadar kirli ve kötü, demiş.

Kirli şehirde yaşayan arkadaş:

-Sizinki de temiz ve güzel, siz sahip çıkın şehrinize, bizim gibi olmayın, demiş.

Temiz şehirde yaşayan arkadaş:

-Siz de şehrinizi temiz tutmak için birlik olup çalışın, unutmayın mink eller büyük değişim sağlar, demiş.

 Kirli şehirde yaşayanlar derslerini alıp şehirlerini tertemiz yapmışlar ve mutlu mesut yaşamışlar.

ELİF BOLAT - SEDA BAYRAKTAR - Adnan Menderes İlkokulu  - Çorum - TÜRKİYE

                                                                               TINY HANDS

Once upon a time. There were two good friends. But one day they both moved to different places. One moved to a clean city, the other to a dirty one. Those who lived in the clean city were very happy. Because everything was green and clean. Those who lived in the dirty city were very sad.

Then the friends went to see each other. The friend who lived in the clean city said:

-How dirty and bad your city is.

The friend who lived in the dirty city said:

-Your city is also clean and beautiful, take care of it, don't be like us.

The friend who lives in a clean city:

-You should also work together to keep your city clean, remember that tiny hands make a big change.

  The people living in the dirty city learned their lesson, made their city clean and lived happily ever after.

ELİF BOLAT - SEDA BAYRAKTAR - Adnan Menderes İlkokulu  - Çorum - TÜRKİYE

ELİF BOLAT - SEDA BAYRAKTAR - Adnan Menderes İlkokulu  - Çorum - TÜRKİYE

KÜÇÜK ÇINAR

Çok eskiden ağaç dikmeyi seven bir çocuk varmış. Bu çocuğun adi Çınar’mış. Çınar ağaç dikmeyi seven, güçlü ve dayanıklı bir çocukmuş. Arkadaşları veya bir büyüğü ağaç dalını gereksizce koparmaya çalışıyorsa hemen uyarırmış. Hatta öğretmeni onu e-Twinning projesine bile dahil etmiş. Bu yüzden her zaman arkadaşları ile okul bahçesine ağaç dikerlermiş.

Bir gün Çınar evine yorgun bir şekilde geldiğinde yatağına uzanmış, başlamış hayal kurmaya, düşünmüş ki “Şöyle bir dünya olsa etrafı ağaçlarla kaplı olsa, çocuklar ağaçlı ve temiz bir Dünya'da yaşasa ne güzel olurdu demiş. Böyle konuşurken uykuya dalmış. Aynı hayalini kurduğu gibi ağaçlarla kaplı ve temiz havalı bir Dünya’daydı. Her taraf cıvıl cıvıldı. Çiçek kokuluydu. Tam istediği gibi bir yerdi. Tam Dünya'nın kalbinde dev gibi bir ağaç vardı o ağaç Çınar'ın tahminlerine göre bir çınar ağacıydı. Koşarak çınar ağacının yanına gitti. Ağacın yanına gittiğinde ağaç ona "Merhaba, burası Temiz Dünya. Hoş geldin. Ben de Koca Çınar. Peki ya senin adin ne?” demiş. Çınar heyecanlı bir şekilde "Benim adım da Çınar.” demiş Koca Çınar "Sen benim yararlarımı biliyor musun? demiş Çınar ve hemen saymaya başlamış. "Sincapların ve kargaların besin kaynağısın, kuşlara ve sincap gibi hayvanlara yuvasın ve en önemlisi de temiz hava deposusun.” demiş. Koca Çınar onu tebrik etmiş. Kısa bir süre sonra annesi Çınar’ı bu güzel rüyasından uyandırmış. Ertesi gün olanları arkadaşları ve öğretmenine anlatmış.

NURAN BAYINDIR - VESİLE AKMANSOY - Bucak Bilim Sanat Merkezi  - TÜRKİYE

LITTLE PLANE TREE

There used to be a child who liked to plant trees. The name of this child is Çınar. He was a strong and durable child who loved planting tree. If a friend or an elder tried to pluck the tree branch unnecessarily, he would immediately warn. His teacher even included him in the e-Twinning project. That's why they always planted trees in the school garden with their friends.

One day, when Çınar came to his house tired, he lay on his bed, started to dream, thought, “If there was such a world, he said, it would be nice if it was covered with trees and the children lived in a tree-covered world. He fell asleep while talking like this. Just as he dreamed, he was on a world covered with trees and clean and cool. It was chirping all over. The flower was fragrant. It was exactly the place he wanted. There was a giant tree in the heart of the Earth, that tree was a plane tree according to Çınar's estimates. He ran to the plane tree. When he went to the tree, the tree said to him, "Hello, this is the Clean World. Welcome. I'm also Big Çınar. And what is your name?” He said. Çınar excitedly said, "My name is Çınar." Big Çınar said, "Do you know my benefits? Çınar said and immediately started counting. “You are the food source of squirrels and crows, you are a home to birds and animals like squirrels, and most importantly, you are a clean air storage,” he said. Big Çınar congratulated him. Shortly after, he woke his mother Çınar up from this beautiful dream. He told his friends and teacher what had happened the next day.

NURAN BAYINDIR - VESİLE AKMANSOY - Bucak Bilim Sanat Merkezi  - TÜRKİYE

NURAN BAYINDIR - VESİLE AKMANSOY - Bucak Bilim Sanat Merkezi  - TÜRKİYE