GÜZEL AHLAKIN SESİ: MEVLANA

Neyi arıyorsan sen O'sun der Mevlana...

Zulmün peşindeysen zalimsin,aşkı arıyorsan aşık.

Elinden tuttuğumuz her sevgili,bizi sürükleyip,kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir keşif gezisine çıkarır. Hoşgörünün en iyi timsali olan Mevlana Celaleddin-i Rumi büyük bir düşünür, tasavvuf adamı ve manevi önderdir.

Onun düşünceleri,ülkemizde halen en güncel ve güzel hali ile varlığını korumakta,insan sevgisi konusunda tüm insanlara bir rehber olmaktadır. 13.yüzyılda bir güneş gibi doğdu yolumuza ışık tutan Mevlana Celaleddin-i Rumi şair,fakih,alim, ilahiyatçı, sufi, mutasavvuf olmuştur.

Düşünceleri ve davranışlarını bir topluluğa değil bütün dünyaya duyurmuştur.

"Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" ilkesini benimsemiş,insanların iki yüzlülükten uzak durmasını tavsiye etmiştir ve öyle bir miras bırakmıştır ki,öyle bir düşünce bırakmıştır ki,İranlılar,Türkmenler, Rumlar,Orta Asyalı müslümanlar tarafından benimsenerek 800 yy. aşkın bir süredir takdirle karşılanmıştır.

"Ne olursan ol gel" diye başlayan sözü saygının ve hoşgörünün bir yansımasıdır ve bu duyguların hepsini kapsamaktadır. Aslında sadece bizleri değil tüm Dünya'yı mesh etmiştir. Şiirleri günümüze kadar gelmiş farklı dillere de çevrilmiştir.

Mevlana Celaleddin-i Rumi,kendini insanlara adamış, eğitime ve güzel düşünceler oluşturmak için çalışmıştır.

Her dilden her renkten insanı sevmiş, sevdirmeye çalışmıştır. Sevgi,barış, kardeşliğin sembolü olmuştur. Böyle kanaat önderinin düşüncelerini yaşatmak ve anlatmak bizlere düşer. Mevlana'nın düşüncelerini uyguladığımız vakit,yaşanabilir dünya,sevgi,kardeşlik,barış,huzur ve birlik sağlayarak Mevlana'yı yaşatabiliriz.

Not:Okulda birinci olan yazıdır. (E.A.)

VAHŞ KASABASINDAN DÜNYA'YA AÇILAN KAPI

"Gel ne olursan ol yine gel" sözlerini hayat felsefesi edinmiş ve bütün insanlığa armağan etmiş. Mevlana Celaleddin Rumi,30 Eylül 1207 yılında dünyaya gelmiştir. 66 yıl insanlığa hoşgörüyü,sevgiyi aşılamaya çalışan Mevlana 17 Aralık 1273 yılında hayatını kaybetmiştir.

13. yüzyıl şair,fakih,alim,ilahiyatçı nihayet sufi mutasavvuf olmuştur.

Düşünceleriyle,davranışlarıyla etkisi yalnızca bir ulusla veya etnik kimlikle sınırlı kalmayacak,pek çok farklı millete,ulusa, etnik kimliğe ulaşmıştır.Dünya derdine düşüp dünyalık yaşayan insanlar gibi maddi miras bırakma derdine düşmemiştir öyle

bir manevi miras bıraktırmıştır ki ,öyle yaptırmışlardır ki ! öyle düşünceler bırakmıştır ki !inanırlar taoikler , Türkler, Rumlar, Orta Asyalı Müslümanlar ve Güney Asyalı Müslümanlar ve Güney Asyalı Müslümanlar tarafından benimsenerek

800 yy. aşkın bir süredir takdirle karşılanmıştır (zengin yoksulu han görür ne diye?;sağ soluna bakar ne diye?;kişi ne , serin elin ikiside; peki kutlu ne kutsuz ne?) dizeleriyle bizleri mest eden aynı zamanda düşündüren Mevlana aslında bizleri değil

tüm dünyayı mest etmiştir. Şiir bu günümüze kadar gelebilmiş farklı dillere çevrilmiştir. Zaten günümüze kadar gelen bu güzel düşüncelerden başka ,dizelerden başka daha neyimiz var ki Mesnevi adlı en güzel şiiri ancak böyle muhteşem bir insan yazabilirdi.

"Alimlerin sultanı" ünvanı ile tanınmış babası. Belh emiri Ruknettin kızı Mümine hatundan annesi Mevlanayı biz insanlığa hoşgörü abidesi olarak armağan etmişlerdir. Efendimiz anlamındaki Mevlana ünvanı o dönemde ondan başka kime verilebilirdi ki zaten.

Nasıl ki biz Peygamberimiz den iyi bir kul olmayı, Hz. Ömer den adaletli olmayı öğrendiysek Mevlana'dan da hoşgörüyü öğrendik."Sevgiden tortulu sular Arı duru hale gelir" Sevgiden dertler şifa bulur. Ölüler dirilir."sevgiden Padişaha kul olur bu sevgiden bilgi neticesidir." Sözlerinin sahibi Mevlana Sevgiyi ,hoşgörüyü kul olmayı çok güzel bir şekilde ifade etmiştir.