
Meral ÖZTÜRK
Mersin Erdemli Sultan Akın İlkokulu
HER ŞEHRİN BİR HİKAYESİ VARDIR

Her zamanki gibi kardeşim Sevgi ile okuldan çıkıp servisle evimize geldik.Eve yaklaşırken mıs gibi kokular bizi karşıladı.Sevinçle kapıyı çaldık.Annem:
-Hoş geldiniz çocuklar, dedi.İkimiz birden anneme sarıldık.
-Anneciğim ne pişiriyorsun?
-En sevdiğinizDedikten sonra kardeşimle birlikte,
-Karnıyarık, pilav ve cacıııık diye bağırdık.
Annem, hemen ellerinizi yüzlerinizi yıkayıp ödevlerinizin başına geçin dedikten sonra odamıza çıktık.Ödevlerimizi bitirip aşağıya indik.Babamı beklemeye başladık.O sırada kapı çaldı.Sevgi kapıya koştu. Gelen babamdı.’Çocuklar size bir sürprizimvar.’dedi.’Ne olduğunu yemeğimizi yerken söyleyeceğim’.dedi
Hep birlikte masaya oturduk.Heyecanla babamın sürprizi açıklamasını bekliyorduk.
-Çocuklar benim Mersin’de bir askerlik arkadaşım var.Adı ,Ahmet.
-Evet baba.
-Ara ara telefonla görüşüyoruz.Sürekli bizi misafir etmek istediğini söylüyordu.
-Yoksa Mersin’e mi gideceğiz babacığım? dedi Barış.Babam:
-Evet çocuklar Çarşamba günü yola çıkıyoruz, dedi. Sevgi:
-Baba,ama bizim okulumuz var,dedi.
-Kızım ben onu da düşündüm.Öğretmeninizden izin aldım.Derslerinizden geri kalmayacaksınız.Öğretmeninizin EBA ya yüklediği etkinlikleri yapacaksınız.
-Tamam babacığım, dedik.
Yemeğimizi bitirdikten sonra annemizin masayı toplamasına yardım ettik. Sonra hep birlikte çay içip, biraz sohbet ettik. Babam askerlik arkadaşını anlattı. Ahmet Amca ile babam aynı ranzada altlı üstlü yatmışlar. Zor günlerinde birbirlerine destek olmuşlar. Sevgi :
-Baba onlar kaç kardeş? diye sordu.
-Sevgicim onlar da sizin gibi iki kardeş. İdil ve Umut.İdil 1.sınıfa , Umut 4.sınıfa gidiyor.
Annem:
-Hayatım eşi Hatice idi değil mi? Annem:
-Haydi çocuklar vakit geç oldu, odanıza çıkıp biraz kitap okuyun, dedi.
Odamıza çıktık. Benim okuduğum kitap iklim değişikliği ile ilgiliydi. İçinde o kadar dikkat çeken yazılar vardı ki, hemen Sevgi’yle paylaştım.İklim değişikliği sebebiyle tüm kaynaklarımız tükenme riskiyle karşı karşıyaymış.Buzullar eriyip tüm dünya sular altında kalabilirmiş.Çoğu canlıların nesli tükenebilirmiş.Bizim neler yapabileceğimizi düşündüm.Çünkü bu dünya hepimizin.Gözlerim ağrımaya başlayınca kitabı bıraktım.Sonra uykuya daldık.
Bugün günlerden 11 Mart Çarşamba. Çok heyecanlıyız.Sabah erkenden kalktık.Valizlerimizi arabaya koyup yola çıktık.Giresun-Mersin yolu 800
km imiş.Yolculuğumuz yaklaşık 11 saat sürdü.Mersin’e vardığımız zaman babam Ahmet Amca’yı aradı.
Ahmet Amca babamın telefonuna konum attı.Evleri Erdemli ilçesindeymiş.Yarım saat daha yol aldıktan sonra nihayet vardık.Bizi kapıda karşıladılar.Hatice Teyze:
-Hoş geldiniz çocuklar,nasılsınız?dedi.
-Teşekkür ederiz siz nasılsınız? Dedik.Daha sonra İdil ve Umut’la tanıştık.Hediyelerini verdik.Annem:
-Çocuklar beğendiniz mi hediyelerinizi? dedi.İdil:
-Çok beğendim deneyebilir miyim?dedi.Hatice Teyze:
-İdilcim dene sonra kirli sepetine at.Yeni alınan kıyafetler hemen giyilmez dedi.Umut ve İdil pijamalarını kirli sepetine atıp yanımıza geldiler.Ahmet Amca :
-Çocuklar şimdi güzelce ellerinizi bol sabunlu suyla yıkayın.Sonra yemeğe geçelim.Biliyorsunuz tüm dünyada koronavirüs salgını var.Temizliğe, özellikle el temizliğine dikkat edeceğiz.İnşallah bizim ülkemizde görülmez.dedi
Ellerimizi güzelce yıkayıp yemeğe geçtik.Hatice Teyze harika yiyecekler hazırlamıştı.Hangisinden yiyeceğimi şaşırmıştım.Önce mercimek çorbası içtik.Daha sonra Mersin’in meşhur yiyeceği tantuni yedik.
-Hatice teyze tantuniyi nasıl yaptın çok güzel olmuş dedim.
-Barışcım önce etleri küçük küçük doğrayıp hafif haşlıyoruz.Sonra özel tavasında yağ,azıcık su ve çeşitli baharatlarla kavuruyoruz.
İstersek somun ekmeğe istersek lavaş ekmeğe eti koyup,domates maydanoz soğan kullanarak dürüm yapıyoruz.Sevgi:
-Anneciğim sen de bize yap, dedi.
-Kızım denerim ama Hatice teyzenin yaptığı gibi olmayabilir dedi.
Hep birlikte gülüştük.
Sofrada topalak,dövme pilavı,hoşaf da vardı.Hepsi de Mersin’e özgü yiyeceklermiş.
Sonra çay içmeye geçtik.Hatice Teyze bize taze sıkılmış portakal suyu verdi.Yanında da cezerye denilen bir tatlı vardı.
Hep birlikte sohbet ederken televizyondaki bir haber dikkatimizi çekti.Korona virüs(COVID-19) vakası bizim ülkemizde de görülmüştü.Hepimiz şaşırdık.Uzmanlar çok gerekli olmadıkça evden çıkmayın,toplu taşıma araçlarını kullanmayın,alışveriş merkezlerine gitmeyin,tarihi ve turistik yerlere gitmeyin diyordu. Hepimiz şaşkın şaşkın birbirimize baktık.Ahmet Amca:
-Yarın sizi Kanlı divane,Cennet Cehennem ve Ayaş Antik Kent’e götürmeyi planlıyorduk.Bu hiç iyi olmadı dedi.Babam:
-Siz bize anlatırsınız,gitmiş kadar oluruz.Bu önemli bir durum evde kalmalıyız dedi.
Hep birlikte bize ayrılan odaya geçip güzelce uyuduk.
Sabah mis gibi kokularla uyandık.Hatice Teyze ve Ahmet Amca kahvaltı hazırlıyorlardı.Hatice Teyze,yer sofrası kurmuştu.Küçük bir tahtanın üzerinde bizdeki merdanenin daha uzun ve ince haline benzeyen bir çubukla hamura şekil veriyordu.Buna bazlama yapmak deniliyormuş.Ahmet Amca da bazlamaları tavada pişiriyordu.Pişen bazlamanın içine peynir koyup dürüm şeklini veriyordu..İstersek bazlamanın içine patates de koyuyordu.Buna sıkma deniliyormuş.Hatice Teyze isteyenlere börek de yaptı.Sıcak çay eşliğinde afiyetle yedik.
Kahvaltıdan sonra İdil ve Umut’la oyunlar oynadık.Sonra Ahmet Amca bizi salona çağırdı.
Dizüstü bilgisayardan gitmeyi planlayıp virüs dolayısıyla gidemediğimiz yerleri anlatmaya başladı.
Kanlıdivane olduğumuz yere 15 km uzaklıktaymış.Burası bir ören yeriymiş.12.000 metrekareden oluşan kocaman bir obruk varmış.Obruğun duvarlarında 4 tane asker kabartması varmış. Helenistlik Dönem den Geç Antik döneme kadar burada insanlar yaşamış.O zamanlarda burada bir kale varmış.Tabi zamanla yıkılmış,örgülü bir duvar kalmış.Ayrıca burada tahta ve büyük taştan yapılmış zeytin işleme atölyeleri varmış.
Çok sayıda sarnıç varmış.Ayrıca burada kilise ve taş döşemeli roma yolu bulunuyormuş.
Cennet Cehennem Silifke ilçesindeymiş.
Kanlıdivane den daha uzakmış.Biz resimlerine bakarken Ahmet Amca anlatmaya başladı.Burada doğal yollardan oluşan iki çukur varmış.Bu çukurlar karstik yapının yağmur ve doğal koşulların etkisiyle çöküntü meydana gelmesiyle oluşmuş.Kireç taşından oluşan platoya ait efsaneler varmış.Cennet Mağarasına inmek için taş ,antik merdivenler varmış.Fakat biraz yorucu oluyormuş.Yeraltı deresinin yol açtığı kimyasal erozyonun etkisiyle tavan çökmüş,Cennet mağarasını oluşturmuş.İçi yeşil ve dibinde akarsu varmış.Onun için cennet deniliyormuş.
Bu çöküğün güneyinde kilise bulunuyormuş.Meryem Ana ya ithafen yapılmış.
- Full access to our public library
- Save favorite books
- Interact with authors

Meral ÖZTÜRK
Mersin Erdemli Sultan Akın İlkokulu
HER ŞEHRİN BİR HİKAYESİ VARDIR

Her zamanki gibi kardeşim Sevgi ile okuldan çıkıp servisle evimize geldik.Eve yaklaşırken mıs gibi kokular bizi karşıladı.Sevinçle kapıyı çaldık.Annem:
-Hoş geldiniz çocuklar, dedi.İkimiz birden anneme sarıldık.
-Anneciğim ne pişiriyorsun?
-En sevdiğinizDedikten sonra kardeşimle birlikte,
-Karnıyarık, pilav ve cacıııık diye bağırdık.
Annem, hemen ellerinizi yüzlerinizi yıkayıp ödevlerinizin başına geçin dedikten sonra odamıza çıktık.Ödevlerimizi bitirip aşağıya indik.Babamı beklemeye başladık.O sırada kapı çaldı.Sevgi kapıya koştu. Gelen babamdı.’Çocuklar size bir sürprizimvar.’dedi.’Ne olduğunu yemeğimizi yerken söyleyeceğim’.dedi
Hep birlikte masaya oturduk.Heyecanla babamın sürprizi açıklamasını bekliyorduk.
-Çocuklar benim Mersin’de bir askerlik arkadaşım var.Adı ,Ahmet.
-Evet baba.
-Ara ara telefonla görüşüyoruz.Sürekli bizi misafir etmek istediğini söylüyordu.
-Yoksa Mersin’e mi gideceğiz babacığım? dedi Barış.Babam:
-Evet çocuklar Çarşamba günü yola çıkıyoruz, dedi. Sevgi:
-Baba,ama bizim okulumuz var,dedi.
-Kızım ben onu da düşündüm.Öğretmeninizden izin aldım.Derslerinizden geri kalmayacaksınız.Öğretmeninizin EBA ya yüklediği etkinlikleri yapacaksınız.
-Tamam babacığım, dedik.
Yemeğimizi bitirdikten sonra annemizin masayı toplamasına yardım ettik. Sonra hep birlikte çay içip, biraz sohbet ettik. Babam askerlik arkadaşını anlattı. Ahmet Amca ile babam aynı ranzada altlı üstlü yatmışlar. Zor günlerinde birbirlerine destek olmuşlar. Sevgi :
-Baba onlar kaç kardeş? diye sordu.
-Sevgicim onlar da sizin gibi iki kardeş. İdil ve Umut.İdil 1.sınıfa , Umut 4.sınıfa gidiyor.
Annem:
-Hayatım eşi Hatice idi değil mi? Annem:
-Haydi çocuklar vakit geç oldu, odanıza çıkıp biraz kitap okuyun, dedi.
- < BEGINNING
- END >
-
DOWNLOAD
-
LIKE
-
COMMENT()
-
SHARE
-
SAVE
-
BUY THIS BOOK
(from $3.79+) -
BUY THIS BOOK
(from $3.79+) - DOWNLOAD
- LIKE
- COMMENT ()
- SHARE
- SAVE
- Report
-
BUY
-
LIKE
-
COMMENT()
-
SHARE
- Excessive Violence
- Harassment
- Offensive Pictures
- Spelling & Grammar Errors
- Unfinished
- Other Problem
COMMENTS
Click 'X' to report any negative comments. Thanks!