HAZIRLAYAN:
Selma TUTKUN ACUR - Çayırova Güzeltepe İlkokulu/KOCAELİ
SESLENDİRENLER:
Elif ÖZKARA - Derebucak Yukarıkayalar İlkokulu /KONY
Fatma Tuğçe KANSU - Sadi Etkeser İlkokulu/ BURSA
Könül QAFAROVA/AZERBAYCAN

Görme engelli çocuklarımıza ithafen...
ÖNSÖZ
İyilik hayatımızdaki birçok şeyi değiştirebilir diyerek çıktık yola.Karşılık beklemeden yapılan her iyilik mutlaka dünyamızı güzelleştirecektir.Toplumda iyilik yapanlar çoğaldıkça toplumun huzuru artacaktır.
Hayatta her şey bir seçimdir.İyilik ve kçtülük,doğru ve yanlış,güzel ve çirkin.Bunları daha çoğaltabiliriz.
Bizler iyiliği ,doğruyu ve güzeli seçtik.Bunları seçmek bizim elimizde.
Bir iyilik yap gülümse,selamlaş,güzel bir söz söyle, yardımda bulun ,kusurları ört,teşekkür et,bir fidan dik ,her sabah uyandığında şükret.
Bu doğrultuda çıktığımız yolda proje arkadaşlarımız ve öğrencileriyle hazırladığımız hikayemiz bizleri iyilik yolculuğuna götürüyor.
Kalbinizden merhamet yüzünüzden gülümseme eksik olmasın.
Hamza EVMEZ (Proje Kurucusu)
Orhan Gazi İlkokulu /Karatay-KONYA
İYİLİK ,
tek sözcük ama kocaman anlamı olan altın bir zincir.
Biz biliyoruz ki dünyayı iyilik daha yaşanılır kılacak,dünya iyilik ile dahada güzellesecek..insan hayatında iyilikler kadar mutlu olur .İyilik hiç bi zaman boşa gitmeyen bir yatırımdır diye cıktıgımız bu yolda yolumuz hep iyilere çıksın ve iyilerin sayıyı çoğalsın VE GÜZELLEŞSİN DÜNYA..
Yasemin VURGUN DAĞLI( Proje Kurucusu)
PROJE ORTAKLARI:
1.Yasemin VURGUN DAĞLI / KIRŞEHİR
2.Selma TUTKUN ACUR / KOCAELİ
3.Füsun KILIÇ /KONYA
4.Safiye Selma TRABZON/ORDU
5.Rumeysa DEMİR/ANKARA
6.Cemile MUSLU/BURSA
7.Zeliha BİLGİLİ/ANKARA
8.Assiye ŞAHİN AKBULUT/BALIKESİR
9.Handan ARGUN/TEKİRDAĞ
10.Özcan AKBULUT/İSTANBUL
11.Züleyha AKÇORA/KONYA
12.Ayşegül AYTEMİR/ISPARTA
13.Figen ERTUĞRUL/ANTALYA
14.Yüksel ERTUĞRUL/ANTALYA
15.Nurgül KURTBAŞ/BURSA
16.Elif ÖZKARA/KONYA
17.Fatma ULUDAĞ/ZONGULDAK
18.Gülay TONGA/KÜTAHYA
19.Nazik CANKALOĞLU/ÇORUM
20.Serap GÖÇER/ANKARA
21.İlkay ÖZDEMİR/ANKARA
22.Ayşe GURBETOĞLU/ANKARA
23.Özlem UCGAN/SAMSUN
24.Leyla ÖZBAYRAK /KONYA
25.Elif Tuba BEZİRCİ/KONYA
26.Merve TEKELİ AKSOY/KONYA
27.Lale YAVUZTEKİN/ANKARA
28.Tülay AVCU/AYDIN
29.Nilüfer ALTINDAĞ/ANKARA
30.Öykü GÜLERYÜZ/MERSİN
31.Zadegül YILDIZ/NEVŞEHİR
32.Pervin ALTUNKILIÇ/YALOVA
33.Meral ÇOMAK/ANTALYA
34.Ayla AKHAN/ANKARA
35.Dilek ŞİMŞEK PİRİM
36.Nazlı ÖZDEMİR/ANTALYA
37.Ebru APAYDIN/KÜTAHYA
38.Senem DİKİCİ/SİNOP
39.Lale Usta/ANKARA
40.Ülkü KOÇ/YOZGAT
41.Sibel ALTIN DOĞANAY/KONYA
42.Esra ÖNAL/GAZİANTEP
43.Nagihan UYSAL/BALIKESİR
44.Gülşen TANRIVERDİ/BALIKESİR
45.Yeşim KURTULUŞ YAPRAK/MERSİN
46.Sevgi ÇOBAN/AYDIN
47.Habibe TAŞ/ANKARA
48.Tülay ÇAMAŞ/ORDU
49.Seher KAHRAMAN/ÇORUM
50.Ali DEMİRBAĞ/AFYON
51.Leyla ÖZDEMİR/İZMİR
52.Yeşim GÖRGÖZ/ANTALYA
53.Serpil ÇİFTÇİ/BURSA
54.Ferai AYGEL/SİVAS
55.Fikriye İMARETLİ/SİVAS
56.Sevgi İSPİR/ANKARA
57.Ayşe YAZİCİ/BURSA
58.Emine AYVACI/KASTAMONU
59.Ayşegül GÖKÇAKIR/DENİZLİ
60.Melike ÇANKAYA/ANKARA
61.Duran ÖZGENÇ/SAKARYA
62.Meryem ÖZKAN ARSLAN/KONYA
63.Ayşe ÇAKIR/TRABZON
64.Deren ÖZKAN/DENİZLİ
65.Gülsevin MİNEZ/KASTAMONU
66.Semra ELAŞMAZ YAPAKÇI/KIRKLARELİ
67.Canan CEYLAN/KONYA
68.Ayfer KAYA/İZMİR
69.Fadime YAZICI/İZMİR
70.Elif BAYRAKTAR/İSTANBUL
71.Sinem AKARSU/SAKARYA
72.Mine SERHAT/MUĞLA
73.Zeynep EMEKÇİ/ANKARA
74.Sinan CICIK/UŞAK
75.Hatice ASLAN/MANİS
76.Aynur BAYAZİT/KIRŞEHİR
77.Aycan BAŞGÜL/KIRŞEHİR
78.Aysun ÇETİNER/KIRŞEHİR
79.Özlem ÖZBEK/UŞAK
80.Nilgün GÜRLER/KÜTAHYA
81.Elif ZENGİN/ANTALYA
82.F.Zehra YETGİNBAL/ANKARA
83.Selay ÖZKAYA/BURSA
84.Mehmet ŞEN/BURSA
85.Fatma Tuğçe KANSU/BURSA
86.Tuba BEKTAŞ/ANKARA
87.Havva ELMAS/AMASYA
88.Canan GÜNEŞ AKGÜL/KONYA
89.Melike ESEN/BURSA
90.Ödül GENCER/BURSA
91.Könül QAFAROVA/AZERBAYCAN
92.Aynura GULİYEVA/AZERBAYCAN
93.Aliye AGAYEVA/AZERBAYCAN
94.Sekine HÜSEYNOVA/AZERBAYCAN
95.Gulnar JAFARLİ/AZERBAYCAN
96.Ulviyye BEHRAMOVA/AZERBAYCAN
97.Seferova QUMRU/AZERBAYCAN
98.Yasemn DOĞDU/DENİZLİ
99.Hamza EVMEZ/KONYA
Başlasın Hikayemiz...
BİR İYİLİK HİKAYESİ

Bir zamanlar şirin bi şehirde yasayayan adları BAMSI ve BALKIZ olan iki kardeş yaşarmış. Bu ailenin babası annesi çocuklarını güzel yetiştirmek için elinden geleni yapar,hep onlara iyi örnek olmaya çalışırlarmış.Bamsı'da Balkız'da anne babalarından hep doğru seyler öğrenmişler . Bu iki kardeş hayatlarını iyilikler yaparak devam ettirirlermiş.Sokaktaki hayvanlara,yaşlılara ,yasadıkları cevreye, komşularına, arkadaşlarına,yaşlılara hep iyilik yaparlarmış. Anne babalarının sözünü dinler,yaşadıkları yerde çok sevilirlermiş.
Ormanda odun toplamaya çıkarlarken farkına varmadan kaybolmuşlar ve çok korkmuşlar,ne yapıcaklarını yolu nasıl bulacaklarını düşünürlerken hava da kararmaya başlamış.
Yasemin Vurgun Dağlı/KIRŞEHİR


İyice korkan iki kardeş umutsuzca beklerken birden yanlarına bir köpek yaklaşmış. Karabaş'tı bu.Balkız ve Bamsı onu evin bahçesinde hasta olarak bulmuşlardı. Ona bakıp iyileştirmişler ve onunla oyun oynamışlardı.Sonra Karabaş ara sıra bahçeye gelir iki iyi kalpli kardeşin koyduğu sudan içerdi. Balkız ve Bamsı kardeşler Karabaş'ı görünce o kadar mutlu olmuşlardı ki heyecanla birbirlerine sarılmışlardı. Karabaş onlara yollarını bulmaya yardım ederdi.Ama tam o sırada bir hışırtı duydular.Birden korkuyla göz göze geldiler .Karabaş'da huzursuzlanmıştı.
Selma TUTKUN ACUR/KOCAELİ


Karabaş öne doğru yürüdü .BAMSI ve BALKIZ kardeşlerin yaptıkları iyiliklere tam da karşılık verme zamanı diyen Karataş’ın arkasındaydılar .Orman çok korkutucuydu .Bu hışırtı daha korkutmuştu .İyilik yaptıkları yaşlı amca elinde odunlarlarla karşılarına çıktı .Çocuklar Side mi ormanda karanlığa kaldınız ?Hep beraber yaşadığımız mahallemize dönelim dedi .Ancak tam yolu ben de hatırlamıyorum....
Füsun KILIÇ /KONYA


Bamsı, Balkız, Karabaş ve yaşlı amca hep birlikte koyuldular yola. Ormanda ilerlerken çok güzel bir bahçeye denk geldiler. Balkız '' Çok güzel çiçekler! '' diye bağırdı.'' Lütfen biraz annem için toplayabilir miyim? '' dedi. Bu isteğini kırmadılar ve toplamasına müsaade ettiler. Ancak hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.
Safiye Selma TRABZON/ORDU


Balkız çiçek topluyor, bir yandan da çiçeklerin büyüleyici güzelliğine dalarak Bamsı, Karabaş ve dedenin yanından uzaklaşıyordu. Yaşlı dede arada ona sesleniyor, biraz acele etmesini söylüyordu. Balkız ise “ Tamam, lütfen biraz daha...” diyerek çiçek toplamaya devam ediyordu. Onu beklerken, Bamsı ve dede sohbete dalmışlardı ki... Birden Karabaş’ın havlamalarıyla kendilerine geldiler. Balkız’a sesleneceklerdi fakat o da ne! Balkız etrafta görünmüyordu. Hava da iyice kararmıştı...
Rumeysa DEMİR/ANKARA


Etrafta hiçbir şey görünmüyordu. Bamsı,yaşlı dede ve karabaş şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemediler. Saat ilerleyip daha da geç olmadan Balkız ' ı bir an önce bulmalıydılar. Bamsı bir yandan yaşlı dede bir yandan sesleniyordu. Karabaş ise havlayarak yardımcı olmak isyordu. Fakat hiçbir ses yoktu...
Cemile MUSLU/BURSA


Balkız çiçek toplamaya dalmış bir oyana bir buyana ormanda salınırken , birden acı acı gelen bir inleme sesi duydu . Heyecanla sese doğru gitmeye başladı . Merakla etrafına bakınırken bir de ne görsün , avcıların tuzağına yakalanmış bir ceylan yavrusu . Minik yavru mahsun ve ürkek bir şekilde yaşlı gözlerle Balkız a bakıyordu ...
Zeliha BİLGİLİ/ ANKARA


Balkız bu duruma çok üzüldü. Balkız ne yapabilirim diye düsünürken aklına birden bire annesi ve öğretmeni geldi.Balkızın annesi ile geçirdiği güzel zamanlar çok değerliydi. Örneğin Balkız bir gün düsmüstü.Annesi, onu kaldırmıs, yarasını sarmıstı. Baska bir gün ise Balkız hasta olmus annesi onun yanından hiç ayrılmamıstı . Daha sonra aklına okulda öğretmeni ile yaptığı dersler geldi . Öğretmeninin " bir insan hayatı boyunca iyilik yapmalı,erdemli davranıslar sergilemeli" dediğini hatırladı. Balkız öğretmeninin ne demek istediğini simdi anlıyordu.
Assiye SAHİN AKBULUT / BALIKESİR


Yavaşça ceylanın yanına doğru yaklaştı, onu korkutmak istemiyordu. Ceylan ürkek gözlerle "Bana yardım et" der gibi bakıyordu. Ceylanın bir ayağı avcıların kurduğu tuzağa takılmıştı. Balkız ceylanın ayağını tuzaktan kurtardı. Minik ceylan ayağı tuzaktan kurtulur kurtulmaz ayağa kalktı ve sanki Balkız'a teşekkür eder gibi bakıp hızlıca uzaklaştı. Balkız o sırada uzaktan gelen Karabaş'ın havlama sesini duydu.
Handan ARGUN/TEKİRDAĞ


Balkız bir türlü sesin geldiği yönü bulamıyordu.İyice korkmaya başlamıştı .Balkız avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı Bamsı,Karabaş neredesiniz?Aaa o da kim...
Balkız karşısında ; her akşam annesinin yaptığı yemeklerden birer tabak götürdüğü yaşlı komşuları Ayhanım’ı görünce
sevinç çıklıkları atmaya başladı.Balkız’ın çığlıkları ormanın derinliklerinde yankılandı...
Özcan AKBULUT / İSTANBUL


Ayhanım Balkız'ı karşısında görünce çok şaşırmıştı. Ayhanım:" Güzel kızım senin bu saatte ormanın içinde tek başına ne işin var?"dedi. Balkız kardeşiyle odun toplamaya çıktıklarında kaybolduklarını, yolu bulmaya çalışırken de yaşlı dedeyle karşılaştıklarını anlattı. Annesine çiçek toplamak isterken de işte tekrar kaybolmuştu. Balkız, ormanda Karabaş'a da denk geldiklerini söyleyince Ayhanım uzaktan gelen havlamaları dikkatlice dinlemeye başaldı. "Ormana sık sık şifalı otlar toplamaya çıktığım için yol bulmakta iyiyimdir, kızım. Ses şu taraftan geliyor hadi hem sohbet edelim hem de o tarafa gidelim" dedi Ayhanım.
Züleyha AKÇORA/ KONYA


Birlikte sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladılar. Bir yandan da Bamsı ve Karabaş diye sesleniyorlardı.Bir anda minik bir serçe kuşunun acı acı çırpındığını gördüler.Kocaman dalları olan bir ağacın etrafında sanki çığlık atar gibi çırpınıyordu.Ay hanım ve Balkız acaba ne oldu diye etrafa dikkatlice baktıklarında serçe kuşunun yeni doğan yavrusunun yuvadan düştüğünü gördüler.Çok dikkatli bir şekilde minik yavruyu düştüğü yerden alarak ,yavaşça yuvaya yerleştirdiler.Ve tekrar yürümeye devam ettiler.
Ayşegül AYTEMİR/ISPARTA


Sesler uzaklaşmaya başlamıştı ve artık hava iyice karardığı için ormanda yürümek de zorlaşıyordu. Ay Hanım bu karanlıkta yolu bulamayacaklarını ve ormanda vahşi hayvanlarla karşılaşabileceklerini bildiği için Balkız'a yakınlarda bir kulübe olduğunu ve geceyi orada geçirmeleri gerektiğini söyledi. Hava soğuyordu, Balkız üşümeye ve artık yorulmaya başlamıştı, karnı da çok acıkmıştı. Kulübeye doğru ilerlemeye başladılar. Kulübeye yaklaşınca içeriden süzülen ışığı gördüler,içeride başka insanlar da vardı.
Figen Ertuğrul/ANTALYA


Yavaşça kapıya yaklaşıp kapıyı çaldılar. Bir süre kimse açmadı. Çalmaya devam etmeleri üzerine kapıyı yaşlı bir kadın açtı. Kadın şaşkın gözlerle "Bu saatte ne işiniz var burada?" dedi. Balkız yolu kaybettiklerini ve gece vahşi hayvanlardan korktukları için Ayhanım ile buraya geldiklerini söyledi. İçeri girdiklerinde yer döşeğinde yatan ve sık sık nefes alan bir çocuğun olduğunu gördüler. Kapıyı açan kadın torunu olduğunu ve bugün dağlardan getirdikleri otlardan yediklerini ve torununun ateşlenerek hastalandığını söyledi. Ayhanım otları iyi bildiğini ve hangi otu yediklerini sordu. Kadın bir sepetin içinde kalan otları getirdi.
Yüksel ERTUĞRUL/ANTALYA


Sepetin içindeki otları bir süre inceledikten sonra akıllarına acaba otlar zehirli miydi. Geldi ama hiç biri bunu dile getirmedi. Torununun ateşini düşürmek lazım diye düşündüler. Torunun babaannesi elinde gaz lambasıyla mutfağa doğru ilerledi. Mutfağa hafif ay ışığı vuruyordu. Mutfakta havlu buldu. Birde ılık su yapabilmek için bakır bir tas buldu. Bakır tasa biraz su koydu. Yine gaz lambası ışığı ile torunun yattığı odaya geldi. Bakır kabı sobanın üzerine koydu. Suyun biraz olsun ılık olmasını istiyordu. Bu arada torunu ateşinden tir tir titriyordu.
Nurgül KURTBAŞ / BURSA


O sırada Balkız Ayhanıma anne ve babasının kendilerini çok merak etmiş olacağını söyleyip 'Ayhanım teyze, annemgil bizi çok merak etmiştir. Sabah erkenden yola koyulup eve gidelim. Onları daha fazla merakta bırakmak istemiyorum.' dedi. Ayhanım ' Gün ola, hayrola evladım. Sabah bir olsun bakalım.' dedi. O sırada yaşlı kadın, Ayhanım ve Balkız'ın yatacakları yeri hazırlamaya başladı. Balkız da hemen kalkıp 'Dur teyzeciğim. Ben sana yardım edeyim.' dedi. Birlikte yatacakları döşekleri güzelce hazırladılar. Sıra yatmaya gelmişti. Yaşlı kadın torununun ateşini kontrol etti. Ateşin düştüğünü görünce yaşlı kadının içi ferahladı. Bu yorucu günün sonunda artık herkes derin bir uykuya geçebilirdi.
Elif ÖZKARA/KONYA


Yatağa uzandığında torununun titrerken çıkardığı ses onu çocukluğundaki bir anıya götürdü.Yaşlı bir komşusuna hergün yardım eden bu küçük kalp yaşlı komşusunda aynı böyle birgün ateşten titrediği anı hatırlattı.Yaşlı komşunun kulağına “suya az sirke koy bak ateşim hemen düşer “demesini anımsadı.Yaşlılara iyilik etmenin ödülünü bir gün yaşlı kalbinin torunun ateşini düşürmede önüne geldiğini görünce yüzünde hafif bir tebessümle ateşi düşen yanağı öpünce anladı.
Fatma ULUDAĞ/ ZONGULDAK


Balkiz o gece rüyasında yola çıkıp anne ve babasına kavuştuklarını ve onlara doyasıya sarıldıgini gördü anne babasından özür diliyordu, onları merak icinde bıraktığı için. Fakat karşılarına iyi insanların çıktığını anlatıyordu ruyasinda.
Sabah heyecan içinde uyanıp Ayhanıma rüyasını anlattı anne babasına kavuşacağı için çok mutlu olduğunu söyledi.
Gülay TONGA /KÜTAHYA


Balkız'ın mutlu olması Ayhanım'ı da mutlu etmişti. Yaşlı teyzenin de artık yüzü gülüyordu. Çünkü Balkız sayesinde torunu iyileşmişti. O küçücük kulübe adeta küçücük bir iyilik meleğinin ışığıyla aydınlanmış dalga dalga mutluluk yayıyordu. Artık Balkız'ın içi rahatlamıştı. Bir an önce ailesine kavuşmak istiyordu. Yaşlı teyze ve torunuyla vedalaşarak yola koyuldular. Çok yorulmuş ve acıkmışlardı. Balkız'ın aklına Yaşlı teyzenin onlara koyduğu azık geldi. Yaşlı kadıncağız da onlara küçük bir iyilik yapmıştı. Azığı yiyerek tekrar yola koyuldular.
Nazik CANKALOĞLU/ÇORUM


Aklında gece boyunca merak ettiği ve düşündüğü Bamsı ve yaşlı dede vardı, acaba onlar eve gidebilmiş miydi? Balkız ve Ay hanım teyze ormanda ilerlerken birden Balkız çığlık attı ve Bamsı Bamsı diye bağırdı Yaşlı amca ,Bamsı , annesi ve babası onları ormanda aramaya çıkmışlardı. Hepsi sevinçle birbirlerine sarıldılar. Balkız anne ve babasını çok özlemişti .
Serap GÖÇER /ANKARA


Balkız heyecanla ailesine onlar yokken yaşadıklarını anlatmaya başladı.Yaşlı kadını,torununu,torunun ateşli olduğunu bir solukta anlattı.Ay Hanım''Bir nefes al Balkız''diye gülümsedi.Hep beraber gülüştüler.Annesi kızının elini sımsıkı tutarken ''Sizi o kadar merak ettik ki çocuklar'' diye sitemli ve hüzünlü bir ifadeyle yavrularına doğru baktı.Bamsı''Anne sizi hep arayıp haber vermek istedik ama buna imkan bulamadık '' dedi.Özür dileriz diyerek ekledi
İlkay ÖZDEMİR /ANKARA


Balkız ve ailesi ormandan evlerine doğru yollarına devam ettiler.Balkız ormanda yaşadıklarını ailesiyle paylaşmış ve rahatlamıştı. Aileside çocuklarının başına bir şey gelmediğini düşünüp derin bir nefes almışlardı. Yola devam ederken Balkız iyilik sever insanlarla karşılaştığı için mutluydu.Kimin yardıma ihtiyacı olsa yardım etmek gerektigini düşünüyor ve yoluna devam ediyordu . Sabah güneşi yüzlerine vuruyor hafif serin bir rüzgar esiyor ve serçelerin sesleri cıvıl cıvıl yankılanıyordu.Balkız, Bamsi ve ailesi evlerine gidiyorlardı.
Ayşe GURBETOĞLU /ANKARA


Evlerine vardılar.Annesi" yoruldunuz size şimdi sıcak bir tarhana çorbası yapayımda içiniz ısinsın" dedi.Bamsı ve Balkız" anneciğim şimdiden ellerine sağlık" dediler.
Balkız yaşlı amcaya dönerek "kocaman bir ormanda kaybolduk ve başımıza neden kötü şeyler gelmedi "dedi.
Yaşlı amca ise gülerek" çünkü Iyilik yapan iyilik bulur ve dünya kötü değildir çocuklar asıl kötü olan insanların yüreğidir" diye ekledi.
Özlem UCGAN /SAMSUN


Yaşlı amca çorba için çok teşekkür ederek,yanlarından ayrıldı. Daha sonra Bamsi ve Balkız birlikte bahçeye koştular çünkü daha önce geçirdiği bir kazadan dolayı iyi yürüyemeyen köpekleri Ponpon u çok merak etmişlerdi. Hemen Ponpon un yiyeceğini ve suyunu verdiler. O 'nu çok özlemişlerdi. Ponpon da, Bamsi ve Balkız'ı görünce heyecanladı. Iki kardeş, Ponpon'un yürümesine yardımcı olacak nasıl birşey yapabileceklerini konuştular, O'na bir iyilik yapmayı çok istiyorlardı.
Leyla ÖZBAYRAK /KONYA


Balkız ve Bamsı düşünürken komşuları Hasan amca oradan geçiyordu."Çocuklar niye bu kadar dalgınsınız, bir derdiniz mi var?"diye sordu.
Balkız ponponun durumuna çok üzüldüklerini ve bir iyilik yapıp onu yürütmek için birseyler yapmak istediklerini söyledi.Hasan amca "bundan kolay ne var üzülmeyin çocuklar hallederiz, buradan ayrılmayın ben birkaç araç-gereç alıp geliyorum.dedi.
Elif Tuba BEZİRCİ /KONYA


Hasan amca hızlıca gidip tamir çantası ve bir kaç eşya ile Bamsı ve Balkız'ın yanına döndü, Hasan amcayı gören çocuklar şaşkındı. Hasan amca onlara hayvanlar için de protez ayaklar yapılacabileceğini anlattı çocuklar çok mutlu olmuşlardı. Hepsi heyecanla protez ayakları yapmaya başladılar, Bamsı ve Balkız'ın yaparken heyecanı,bittiğinde ise mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Tabi ki her zaman iyilik peşinde koşan Bamsı "Neden şehirdeki tüm hayvanlara yardım etmiyoruz" fikrini ortaya attı. Gülümseyerek bakan Balkız yeni bir iyilik yolculuğunun hayalini kurmaya başlamıştı.
Merve TEKELİ AKSOY /KONYA


Balkız hemen bu hayalini Bamsı'yla paylaştı.Bu düşünce ikisini de heyecanlandırdı ve Hasan amcadan yardım alabileceklerini düşündüler. Hasan amca çocukların bu düşüncelerinden dolayı onları takdir etti ve onlara sarıldı. Hasan amca, sizi harika bir yere götüreceğim dedi. Hep birlikte büyük bir sevinç ve heyecan içinde yola çıktılar. Bir süre sonra çocuklar bulundukları yerin kapısında heyecandan çığlık attılar. Geldikleri yer , hayvan barınağı idi.
Lale YAVUZTEKİN/ANKARA


Çocuklar çok sevinmişlerdi, bu iyilik yolculuğuna başlayacakları yer tam da burası olmalıydı . Etrafta bir sürü yardıma muhtaç hayvan vardı.Yavru köpekler çocukları büyük bir heyecanla karşılamıştı. Yerlerinde duramıyor, Balkız'ın eteklerine dolanıyorlardı . Hasan Amca arabanın arkasından birkaç battaniye ve üç çuval dolusu mama getirdi . O sırada Balkız ve Bamsı da yerlerinde durmamışlar, veterinerin yanına gitmişlerdi. Daha nasıl yardımcı olabileceklerine dair sorular soruyorlardı.
Tülay Avcu / AYDIN


Veteriner ise Bamsı ile Balkız'ın her sorusuna sabırla yanıt veriyordu. Barınaktaki hayvanların öncelikle sevgi, şefkat ve ilgiye ihtiyacı olduğunu söylüyordu, okullarında, mahallelerinde,apartmanlarında bulunan insanlara şu mesajı iletmelerini istedi: "Sokak hayvanları bizlerin doğayı paylaştığı dostlarımızdır. Onların kışın soğuk ve yazın sıcak günlerde yemek, su gibi temel ihtiyaçlarını karşılamayı unutmamamız gerekiyor." Bamsı ve Balkız veterinerle yaptıkları sohbetin ve hayvanlara yapmış oldukları iyiliğin mutluluğunu yaşarken neler yapabileceklerini düşünüyorlardı.
Nilüfer ALTINDAĞ SÖNMEZ / ANKARA


Balkız'ın aklına şehirdeki arkadaşlarından, akrabalarından yardım isteyip sokakta yaşayan dostlarımız için bir kap mama ve sıcak bir yuva istemek geldi.Balkız Bamsı ve Hasan Amca veterinere teşekkür edip hep birlikte şehre doğru yola çıktılar . Yolda giderken kolları bez poşetlerle dolu yorgunluktan bitap düşmüş Aliye Teyzeyi gördüler.Aliye Teyze'nin yanında durunca onunda şehre gittiğini öğrendiler ve onuda Hasan Amca 'nın arabasına davet ettiler.Aliye Teyze ile minnet dolu gözlerle bakıp çok teşekkür ederim boyutta bu yol akşama kadar bitmezdi dedi.
Öykü GÜLERYÜZ /MERSİN


Aliye teyze onu gideceği yere götürecekleri için onlara teşekkür etti. Balkız'da büyük bir heyecanla Aliye teyzeye sokak hayvanları için yapacakları iyilikten bahsetti. Aliye teyzenin onların bu heyecenını görünce aklına bir fikir geldi. Şehirde yardımsever ve iyi kalpli bir tanıdığının olduğunu söyledi. İsterlerse onunla tanıştırabileceğinden bahsetti. Hasan Amca, Balkı ve Bamsı bu fikri çok sevdiler ve Aliye teyzeye çok teşekkür ettiler. Aliye teyzede böyle bir iyiliğe vesile olmaktan çok mutlu olduğunu dile getirdi. Hasan amca Bamsı ve Balkız Aliye teyzeyi gideceği yere bırakmadan yardımsever tanıdıklarının yanına doğru yol aldılar.
Zadegül YILDIZ/NEVŞEHİR


Yol boyunca bol bol sohbet edip kahkaha eşliklerinde yardımsever tanıdığın yanına vardılar. Kısa bir tanışma faslının ardından hayvan barınağına bulunabilecekleri yardımları konuşmaya başladılar.Konuşmanın ardından yapabilecekleri basit yardımların yer aldığı bir ihtiyaç listesi hazırladılar. Bu listenin içerisinde: gazete kağıtları, battaniye, hasta bezi gibi günlük hayatımızda sıkça kullanılan, kolay temin edilebilen malzemeler bulunuyordu .Günlük hayatta çoğu kişi tarafından önemsenmeyen şeyler barınaktaki hayvanlar için büyük bir önem taşıyordu. İnsanlar için çok küçük görünen şeyler hayvanlar için büyük bir iyilik oluyordu.
Pervin ALTUNKILIÇ / YALOVA


Ve artık sıra topladıkları bu yardımları hayvan dostlarına ulaştırmaya gelmişti. Bamsi ve Balkız arkadaşlarını da yanlarına alarak ilçelerinde bulunan hayvan barınağına topladıkları malzemeleri götürdüler. Barınaktaki hayvan dostlarıyla vakit geçirdiler. Bamsi ve Balkız çok mutlu olmuşlardı ve kendi aralarında bir kulüp kurmaya karar verdiler. Bu kulübün adını "Mutlu hayvanlar kulübü" koydular.
Meral ÇOMAK /ANTALYA


Hasan amca böyle bir kulüp kurmalarını yerinde buldu ve onlara bir fikir verdi. Neden bunu duyurmuyorlardı. Çevrelerindeki diğer çocukları da bu işe katmalarını söyledi. Bamsı ile Balkız bu fikre bayıldı. Hayvanlar için bir iyilik hareketi tam da onlara göre birseydi. Tüm okul, tüm şehir belki de memleketin dört bir yanından onlarla iyilik yapacak çocuklar ... Hemen bu fikri yaymak için çalışmalara başlamaları gerekiyordu. Ama nereden?
Ayla AKHAN/ANKARA


Buldukları fikri öncelikle okul müdürüyle paylaştılar. Okul müdürü bu kadar geniş kitleye yayılacak olan bu kulübü sadece hayvanlar olarak düşünmemeleri gerektiğini söyledi.Bunun üzerine Bamsi ve Balkız'ın aklına sokakta yaşayan yardıma muhtaç insanlar geldi. Bu fikri herkes çok beğendi ve kulübün adını değiştirmeye karar verdiler. Böylelikle kulübün adını "İyilik Rüzgarı " olarak değiştirdiler. Rüzgar estikçe yardımlar ihtiyacı olan herkese ulaşacaktı. Bunun için çalışmaya başladılar.
Dilek ŞİMŞEK PİRİM/ANKARA


Bir gün Bamsı ile Balkız yardıma muhtaç insanlara ne yapabileceklerini ve onlara nasıl ulaşabileceklerini konuşa konuşa evlerine gidiyorlardı. Eve vardıklarında anneleri fırına gidip ekmek almalarını söyledi. Birlikte fırına gittiler fırıncı amcayla konuşurlarken okulda bir kulüp kurduklarını ve klübün amaçlarından birisinin de yardıma muhtaç , evsiz insanlara yardım etmek olduğunu söylediler. Bunun üzerine fırıncı amca buraya her akşam yaşlı birisinin kalan bayat ekmekleri almak için uğradığını söyledi. Bamsı ve Balkız fırıncı amcaya teşekkür edip ekmeklerini aldılar. Eve dönerken kendi aralarında bu kişiyi bulmaları gerektiğine karar verip işe koyuldular..
Nazlı ÖZDEMİR / ANTALYA


Ertesi gün okulda bu fikri konuştular. İyilik rüzgarı her yere uzanacaktı. Okul çıkışı fırına koştular.Ve fırında anneleriyle buluştular. Adamın askıda ekmek alıp almadığını sordular. ' Henüz gelmedi' dedi fırıncı. Biraz beklediler. Sonra üstü başı kirli bir adam fırından içeri girdi. Bunu onu incitmeden yapmalılardı. Bir kağıt arabası taşıyordu. Ona yardım etmeyi teklif ettiler. Adam yorgunluktan bitmişti. Kabul etti. Böylece anneleri Bamsı ve Balkız adamın evini öğrendiler. Yaşlı adam evde iki çocuğa bakıyordu. Sonradan öğrendiler ki adam bu yaşta torunlarını okutmaya çalışıyordu. Ona nasıl yardım edeceklerini düşündüler ve kulüp arkadaşlarına da danışmaya karar verdiler.
Ebru APAYDIN /KÜTAHYA


Bamsı, Balkız ve anneleri eve giderken, yaşlı amca ve torunlarının zor şartlar altındaki yaşam mücadelesinden dolayı hüzünlü ancak ihtiyacı olan birilerine yardım edecekleri içinde bir taraftan huzurluydular. Bamsı ve Balkız eve girer girmez hemen odalarına koştular.Yaşlı amcanın okuttuğu çocuklar için kendi kıyafetlerinden en güzellerini seçip bir çantaya koydular.Balkız ,Bamsı'ya'' Okul için de bir şeyler hazırlayalım.Ne dersin?'' diye sordu.Bamsı heyecanla kalem kutusundan rengarenk kalemler,silgiler alıp çantaya yerleştirdi.Yüreği güzel iki çocuk o gece uyurken, huzur da yanı başlarında onları izliyordu.
Senem DİKİCİ TOPALOĞLU/SİNOP


Bamsı ve Balkız ,hazırladıkları eşyaları yardıma muhtaç çocuğa götürmek için sabah yola çıktılar.Bamsı'nın ayağına bir taş takıldı ve yere düştü. Bamsı kalktığında ayağına takılan taşın yan tarafta yıkılmak üzere olan eski bir camiye ait olduğunu gördü. "Kim bilir burada kimler yaşadı.Keşke bizde görebilseydik." dedi.Balkız ise
"Sadece canlılara değil cansız varlıklara da iyilik yapabiliriz kardeşim." dedi ve yerdeki taş parçalarını toplayıp cami harabesinin yanına koydu.Bu sırada Bamsı'nın aklına köyün muhtarına haber verip bu harabeyi restore ettirebilecekleri fikri geldi.Ve akıllarında bu fikir ile yardım edecekleri çocukların yanına gittiler.
Lale USTA / ANKARA


Çocuklar evin küçük bahçesinde neşeyle oyun oynuyorlardı. Bamsı ve Balkız onların nasıl böyle neşeli olduklarına şaşırdılar. Oysa oyuncakları, telefonları tabletleri yoktu ama nasıl da eğleniyorlardı, topraktan yaptıkları çamurla ve minik taşlarla.. Demek ki mutlu ve neşeli olmaya engel değildi bazı şeylerin yoksunluğu diye fısıldaştı iki kardeş, biraz da mahcup hissetmişlerdi aslında... bahçede oynayan çocuklar onları nihayet farkedip " Hoş geldiniz" dediler. "Bizimle oynar mısınız ?" diye de sordular. Ancak bu daveti kabul edemedi kahramanlarımız sadece hazırladıkları paketi nazikçe onlara hediye edip dedelerine selam söyleyerek uzaklaştılar. Restorasyon işi onları bekliyordu çünkü...
Ülkü KOÇ / YOZGAT


Bamsı ile Balkız erkenden uyudular. Kahvaltıyı yaptıktan sonra annelerine "Eline sağlık anneciğim." dediler.Okula gittiler.Okul bahçesinde karşılaştıkları arkadaşlarına "Günaydın!" dedikten sonra sınıfa girdiler. Öğretmenleri sınıfa girdiği zaman yanında birilerinin olduğunu fark ettiler. Anne ve onun kucağında bir kız çocuğu vardı. Kız kendi yaşıtı olmasına rağmen annesinin kucağında idi. Balkız merak içinde öğretmenine baktı. Öğretmeni,"Çocuklar sınıfımıza yeni bir arkadaşınız geldi." dedi. Sınıftaki çocuklar hep bir ağızdan "Hoş geldin!" dediler. Balkız çok geçmeden yeni arkadaşının yürüme engelli olduğunu anlamıştı ve ona yardımcı olmak istiyordu. Balkız ve Bamsı bu konuyu konuşmak için öğretmenlerinin yanına gittiler.
Sibel ALTIN DOĞANAY / KONYA


Öğretmenlerinin yanına gidince ona yaptıkları tüm iyilikleri anlatacaklardı ki yeni gelen arkadaşlarıni hakkında neler yapmaları gerektiği fikri canlandı gözlerinde.. O bizim gibi koşamıyor,bedensel engelli..Acaba ona nasıl yardım edersek okul hayatı daha kolaylaşır diye düşündüler.Ama hemen sormakta olmazdi.Selam vererek arkadaşları Umay ın yanına gittiler."Merhaba Umayi biliyor musun bir sonraki derste bahçeye cikacagiz.Cöp Savaşçıları olup bahçemizi temizleyeceğiz,doğaya iyilik yapmak bizim görevimiz "dediler.Umay da "Ne kadar guzel birde savasci olacagiz oyle mi" dedi.Ama Umay nasıl çıkacaktı ki dışarı....
Esra ÖNAL/GAZİANTEP


Çocuklar hep birlikte dışarı çıktılar .Yalnız Umay'ı annesi kucağında dışarı çıkardı.Öğrenciler okul bahçesini temizlerken Umay da annesinin kucağında onları seyretti.Balkız ve Bamsı yeni arkadaşlarının bu durumuna çok üzülüp bir kampanya başlatmak için öğretmenleri ile konuşmaya gittiler.Öğretmenleri bu fikri çok beğendi ve hemen hazırlıklara başladılar.Bütün okul ve köy halkı Umay için seferber olup ona çok fonksiyonlu bir tekerlekli sandalye hediye ettiler. Bu hediye Umay ve ailesini çok mutlu etti çünkü artık Umay da annesine bağımlı olmadan okula kendi gidip gelebiliyor ve arkadaşları ile teneffüse çıkıp oyun oynayabiliyordu.Balkız ve Bamsı Umay ile oynarken çok mutluydular.
Nagihan UYSAL /BALIKESİR


Bamsı ile Balkız mutlu bir şekilde uykuya daldı.O gece Ramazan başladığı için sahura kalkacaklardı.Babaları Ramazan'ın ne kadar önemli olduğunu, bu ayda insanları birbirine yardımlarının çoğalması gerektiğini söyledi. Bu Balkız ı çok etkiledi annesine toplu iftar verebilir miyiz diye sordu. Annesi bunun çok güzel bir fikir olduğunu ama bunun için destek almaları gerektiğini söyledi. Bamsı bu iş bizde anne biz organize ederiz dedi.Hasan amca,Ayla hanım,Aliye teyze ,mahalle firincisininida ziyaret edip cuma akşamı için iftar planladılar. Tüm komşular iftar yaklasirken ellerinde pideler ,corbalar ,yemekler ile geldiler.Hep beraber iftar yapıldı.Herkes paylaşmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu.
Gülşen TANRIVERDİ /BALIKESİR


Sıra tatlılara gelmişti. Tabakların içerisinde köpük köpük beyaz bir kaymak ve ovalimsi bir şeyler vardı. Balkız ve Bamsi bunu hayatlarında ilk kez görüyorlardı. Merakla sordular. Bu tatlının adı nedir? Tatlıyı getiren Ahmet Amca cevap verdi. ' Bu tatlının adı Kerebiçtir. Mersin iline özgü bir tatlıdır, Ramazan ayında yapılır ve sizin gibi akıllı çocuklar bayıla bayıla yer. Balkız ve Bamsi çok şaşırmıştı. Bilmedikleri ne çok şey vardı. Öğrenmek için araştırmak gerekiyordu.Kendi yaşadıkları bu şirin şehre özgü neler vardı acaba? Tarihi olsun, kültürel olsun neleri ile meşhurdu, öğrenmeliydiler Bu arada Kerebiç bir harikaydı, hayatlarında yedikleri en güzel tatlıydı.Hemen salondaki en yaşça büyük Neriman teyzenin yanına gittiler ve sordular:
Yeşim KURTULUŞ YAPRAK/MERSİN


'Neriman teyze Mersin'in neleri meşhur bize anlatır mısın?" Neriman teyze onlara uzun uzun anlattı...
Günler birbirini kovaladı, Ramazan ayının bitmesine bir hafta kalmıştı. Balkız ile Bamsı sohbet ederlerken restore edilecek cami akıllarına geldi. Tamamen unutmuşlardı! Balkız" Gel kardeşim muhtar amcanın yanına gidelim, cami işini sorarız." dedi. Yola koyuldular. Yolda yürürken acı acı inleyen bir ses işittiler; kuş sesiydi bu. Ağacın dibinde yatan kanadı kırık yavru bir serçe... Bamsı hemen nazikçe eline aldı kuşu, durumunu inceledi. Hemen veterinere götürülmesi gerekiyordu; iyilik rüzgarını bu sefer minik bir serçe için estireceklerdi...
Sevgi ÇOBA/ AYDIN


Bamsi ile Balkız anneleri ile birlikte yavru serçeyi veterinere götürdüler.Veteriner kuşun yaralarını temizleyip,gerekli tedaviyi uyguladı.Minik kuşun bir süre bakıma ihtiyacı vardı.Bamsi ile Balkız minik kuşu evlerine getirdiler.Sevgi ve özenle ona baktılar.Minik kuş iyileşti, kanatlanıp uçtu ,gitti.Akşama doğru iki kardeş bahçede sohbet ederken minik kuş gagasında çiçeklerle geldi.Bir süre neşeyle uçtu,çiçeği çoçukların kucağına bıraktı.Çocuklar çok mutlu oldular...
Habibe TAŞ/ANKARA


İki kardeş bir iyilik daha yapmanın hazzını tadarak uykuya daldılar.Ertesi gün tekrar okula doğru yola koyuldular. Hava soğuktu. Arkadaşları bir köşede sohbet ediyordu. Ama arkadaşları Mıstık ise sobanın başında ellerini ısıtmaya çalışıyordu. Çünkü evlerindeki sobaları çok eski ve yakacak odunları da yoktu. Bu durumunu Bamsı ile paylaştı. Bamsı'nın o küçücük yüreği nasıl da sızlamıştı." Ne yapabilirim " diye düşünürken durumu gizlice Tülay öğretmeni ile paylaştı. Keşke " Alaadin'in sihirli lambasındaki iyilik perisi gelse de Mıstık'a da soba verse değil mi öğretmenim ? " dedi sessizce. " Sen hiç merak etme güzel kalpli çocuğum. Dünya'da iyi insanlar çok. Allah'ın izniyle onun o yumuk ellerini de ısıtırız. " dedi.
Tülay ÇAMAŞ / ORDU


Daha sonra Tülay öğretmen Bamsı'nın kulağına eğilerek,''Belki Alaaddin'in lambasındaki iyilik perisi gelmedi ama arkadaşın Mıstık'ın evine yarın kış boyunca yetecek yakacak gelecek.''dedi.Bamsı çok şaşırmıştı.Tülay öğretmen Mıstık'ın durumunu daha önce fark etmiş ve onun yaşadığı evi ziyaret etmişti. Mıstık'ın yaşadığı ortamı gören Tülay öğretmen ,önce mahalle muhtarı ile görüşmüş ,daha sonra muhtarla birlikte belediyeye giderek yetkilileri bilgilendirmişti. Mıstık'ın ailesinin durumunu öğrenen yetkililer sadece yakacak değil, gıda,kırtasiye ve giyecek yardımında da bulunacaklardı.Son ders zili çalarken Bamsı ,hala öğretmeninin anlattıklarını düşünüyor ve sevinçten gözleri doluyordu.
Seher KAHRAMAN/ÇORUM


Bamsı ile Balkız okuldan eve gitmek için ayrıldı.Akıllarında bir tek şey vardı.İyilik denen şey tıpkı bir çığ gibiydi.Büyüdükçe büyüyordu.Küçücük bir iyilikle başlayan hareket nerelere gelmişti.Yolda konuşa konuşa giderken okulun karşısında bankta oturan orta yaşlı bir adam gözlerine ilişti.Sıradan görünümlü bu adamın ağladığını ilk farkeden Bamsı'nın görmezden gelmeye hiç niyeti yoktu.Yanına doğru çekinerek sokuldular.Bamsı: ''Amca merhaba.Kusura bakmayın ama ağladığınızı farkettik.Yapabileceğimiz birşey var mı acaba?'' dedi. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönen adamcağız çocukları karşısında görünce daha da çok hıçkırıklara boğuldu.
Ali DEMİRBAĞ/AFYONKARAHİSAR


Bamsı ile Balkız yaşlı adamın durumuna o kadar üzüldüler ki hemen yanına yaklaşıp, ellerini tutup,yaşlı gözlerinin içine baktılar... Sordukları sorunun cevabını merakla beklerken ,Yaşlı adam titreyen sesiyle; “ Çocuklarım başka şehirde yaşıyor. Onları çok özledim. Bu hasret içimi kemiriyor artık.” dedi. Bamsı ile Balkız hüzünlü gözlerle birbirlerine baktılar...
Leyla ÖZDEM/ İZMİR



İki kardeş yaşlı adamın sözleriyle çok duygulandılar çünkü o an empati yaptılar ya onlar da anne babalarından uzak kalmış olsalardı ne yaparlardı...Yaşlı adamın sorununa çözüm aramak için düşünmeye başladılar.Bamsı Buldum! dedi.İstersen babamın akıllı telefonu var telefonla senin çocuklarla canlı görüşmeni sağlayabiliriz dedi Bamsı...Hem onlarla yüzyüze görüşmüş olursun hem de hasretini bir nebze de olsun giderirsin Amcacım dedi.Yaşlı adam öyle mutlu oldu ki havalara uçacaktı mutlukluktan...
Yeşim GÖRGÖZ/ANTALYA


Aradan günler aylar su gibi akıp geçti gitti.Bamsı ile Balkız'ın yaptığı bu iyilikler kulaktan kulağa gönülden gönüle yayılmıştı.Ülkedeki herkes yaşlılara hastalara ihtiyaç sahiplerine doğaya hayvanlara iyilik yapmak için çabalıyordu.Kitabı olmayan okullara kitaplar ,oyuncağı olmayan çocuklara oyuncaklar gönderiyorlar aç kalan hayvanları besliyorlar ve hiç kimsenin zor durumda kalmasına izin vermiyorlardı. Yine günlerden bir gün Bamsı ve Balkız....
Serpil ÇİFTÇİ /BURSA


Arkadaşları Bartu'yu ziyarete gittiler.Bartu'nun annesi bir yardım derneğinde çalışıyordu.Dernek olarak zor durumda kalanlara yardım ettiklerini anlattı.Ama Afganlı ailelere yardım edemediklerini ve 3 torunuyla birlikte yaşlı bir kadının Türkiye'ye geldiğini söyledi.Çocukların anne ve babalarının öldüğünü de söyleyince Bamsı ve Balkız 'biz yardım edebiliriz' dediler .Bu durumu öğretmenleriyle paylaştılar.Öğretmenleri 'bizim yardımsever velilerimiz var hemen onlarla konuşalım, öğretmenlerimizle ve idarecilerimizle görüşelim ,ayrıca ailenin evine gidip ihtiyaçlarını tespit edelim' dedi.
Ferai AYGEL/SİVAS


Balkız ve Bamsı öğretmenleri ile birlikte Afganlı ailenin evine gittiler.Evde yaşlı bir kadın 3 tane çocuk ve bomboş bir evle karşılaştılar.Ailenin Türkiye'ye yeni geldiğini o yüzden henüz yetkililere ulaşamadıklarını öğrendiler.Okul çağındaki Hüseyin ve Ahsen'nin okula gitmesi gerektiğini babaanneye söylediler.Balkız ve Bamsı 'bizim okula gelsinler' dedi. Evden ayrıldılar mutfak, bazı mobilya ve yakacak ihtiyaçlarını alarak eve geri döndüler. Yaşlı kadının mutluluğu görülmeye değerdi. Öğretmenin hatta Bamsı ile Balkız'ın ellerini öpüyordu yaşlı teyze...Bamsı ve Balkız öğretmenleri ile birlikte oradan ayrılıp evlerinin yolunu tuttular. Bakalım yarın onları nasıl bir gün bekliyordu?
Fikriye İMARETLİ/ SİVAS


Bamsi ile Balkız sabah olduğunda o kadar mutlu bir hisle uyanmışlardı ki sanki dünkü yaşanılanların etkisi hala devam ediyordu.Kendi kendilerine iyilik yapmanın ve insanları mutlu etmenin ne kadar da güzel bir duygu olduğunu birbirlerine söylediler. 'Keşke daha fazla iyilik yapabilsek' diye konuştular.Bunları konuşurken okul saatinin geldiğini gördüler.Hemen okul için hazırlanıp yola koyuldular.Tam evin bahçesinden dışarı çıkacakken tek başına kalmış ağlayan bir çocuk gördüler.
Sevgi İSPİR /ANKARA


Hemen çocukla ilgilendiler.Bamsı etrafa bakındı kimseyi göremedi.Balkız ise çocukla ilgilendi.Neden ağladığını sordu.Çocuk mahalleye yeni taşındıklarını ve şu anda evin yolunu hatırlayamadığını söyledi.Bamsı hemen ailesinden yardım istedi. Birlikte mahalle muhtarlığına gidilerek anons yapılmasını istediler. Küçük çocuk adının Aybars olduğunu söyledi.Muhtar hemen ilgilendi.Aradan geçen kısa süre içinde çocuğun ailesi gelerek buluşma sağlandı.Aile hem Bamsı ve Balkız a hemde muhtara teşekkür etti.Minik Aybars ın yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi. Böylece iyilik hareketine muhtar da katılmış oldu.
Ayşe YAZİCİ/BURSA


İyi ki evden biraz erken çıkmışlardı.Saat epey ilerlemiş ders zilinin çalmasına az kalmıştı. Acele etmeleri gerekiyordu yoksa okula geç kalacaklardı.Koşar adımlarla ilerlerken Bamsı'nın ayağı kaldırımın kenarındaki çöp kovasına takıldı ve tüm çöpler yere saçıldı.Bu hiç iyi olmamıştı orayı öyle bırakamazlardı .Hemen çöpleri toplayıp okula yetişmek istiyorlardı.Bu sırada Balkız'ın dikkatini çeken bir şey olmuştu .Çöplerin içinde poşetinden kağıdına her şey vardı. Cam şişeler ,ekmek kırıntıları...Balkız ve Bamsı birbirlerine baktılar ikisinin de iyilik ışıkları belivermişti.Bamsı; bu duruma el atmak gerek, dedi .Bir plan yapmaları gerekiyordu .
Emine AYVACI/KASTAMONU



Çabucak çöpleri toplayıp okula gittiler. Okula gidene kadar birlikte hemen bir plan yapmışlardı bile. Sınıfa girdiklerinde telaşlı hallerini gören arkadaşları sorular sormaya başladı. Onlar da yolda başlarına geleni anlattılar. Mahallemizde bir farkındalık oluşturmalıyız atıkların ayrılması konusunda okulda öğrendiklerimizi herkese anlatmalıyız dediler. Öğretmenlerinden fikir almak ve projelerini anlatmak için sabırsızlıkla ders zilinin çalmasını beklemeye başladılar.
Ayşegül GÖKÇAKIR/DENİZLİ


Ders zili çaldı ve öğretmenleri geldi.Çok sabırsız oldukları için hemen anlatmaya başladılar. Öğretmenleriyle birlikte bir proje geliştirdiler.Önce okullarında tüm çöplerin ayrıştırılmasına, sonrada mahallelerine anlatmaya karar verdiler.Okul için kendileri geri-dönüşüm kutuları hazırlamaya başladılar.Mahalleleri içinde muhtarla birlikte belediyeden büyük geri-dönüşüm kutuları istemeye karar verdiler. Çocukların çevre konusunda bu kadar duyarlı olmaları öğretmenlerini çok mutlu etmişti.Çocuklar sayesinde mahallede geri-dönüşüm kampanyası büyük bir heyecanla karşılanmaya başladı.
Melike ÇANKAYA/ANKARA


Bamsı ile Balkız bu çevreye ve doğaya iyilik fırsatını kaçırmadılar.Belediye tarafından mahallelerine, geri dönüşüme uygun bölümlere ayrılmış çöp kutuları yerleştirildi.Muhtarlık tarafından tüm mahalleye duyuru yapılarak mahalle halkı, çöplerin uygun atık kutularına atılarak çevreye ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaya davet edildi.Mahalle sakinleri bu duruma çok sevindi.Herkes Bamsı ve Balkız' ı bu fikirleri için tebrik ediyordu.
Duran ÖZENÇ /SAKARYAle


Bamsı ve Balkız o yorucu ama güzel günün ardından yataklarına uzandıklarında gün boyu yaşanan olaylar tekrar akıllarından geçti ve yapmış oldukları iyilikleri düşündükçe yüzlerinde birer gülümseme, kalplerin de ise sonsuz bir huzur ve mutluluk hissediyorlardı. Bu harika duygularla uykuya dalarken kendilerine yapabilecekleri iyilik fırsatları çıkarması için Allah’a dua ettiler. Sabah uyandıklarında Balkız bu gece rüyasında çok ilginç bir şey gördüğünü söyledi Bamsı’ya. Rüyası şöyleydi...
Meryem ÖZKAN ARSLAN/ KONYA

- Full access to our public library
- Save favorite books
- Interact with authors
HAZIRLAYAN:
Selma TUTKUN ACUR - Çayırova Güzeltepe İlkokulu/KOCAELİ
SESLENDİRENLER:
Elif ÖZKARA - Derebucak Yukarıkayalar İlkokulu /KONY
Fatma Tuğçe KANSU - Sadi Etkeser İlkokulu/ BURSA
Könül QAFAROVA/AZERBAYCAN

Görme engelli çocuklarımıza ithafen...
ÖNSÖZ
İyilik hayatımızdaki birçok şeyi değiştirebilir diyerek çıktık yola.Karşılık beklemeden yapılan her iyilik mutlaka dünyamızı güzelleştirecektir.Toplumda iyilik yapanlar çoğaldıkça toplumun huzuru artacaktır.
Hayatta her şey bir seçimdir.İyilik ve kçtülük,doğru ve yanlış,güzel ve çirkin.Bunları daha çoğaltabiliriz.
Bizler iyiliği ,doğruyu ve güzeli seçtik.Bunları seçmek bizim elimizde.
- < BEGINNING
- END >
-
DOWNLOAD
-
LIKE(6)
-
COMMENT()
-
SHARE
-
SAVE
-
BUY THIS BOOK
(from $42.39+) -
BUY THIS BOOK
(from $42.39+) - DOWNLOAD
- LIKE (6)
- COMMENT ()
- SHARE
- SAVE
- Report
-
BUY
-
LIKE(6)
-
COMMENT()
-
SHARE
- Excessive Violence
- Harassment
- Offensive Pictures
- Spelling & Grammar Errors
- Unfinished
- Other Problem
COMMENTS
Click 'X' to report any negative comments. Thanks!