İÇİNDEKİLER

Teresa MOREİRA         ..............................................................4

Ana Lucia MOUTA       ..............................................................7

Burcu YAZAR YILMAZ  ...........................................................10

Teresa MOREİRA         ............................................................13

Hilal NERGİZ               ............................................................15

Keziban UZA               ............................................................18

Marina HUSSEİN         ............................................................21

                             İÇİNDEKİLER

Meltem BAYRAKTAR  ............................................................24 

Merve SARIKAYA       ............................................................27

Merve ÖZDEMİR        ............................................................30

Merve TAĞAR            ............................................................33

Ebru SUSUR              .............................................................36

Bestami GELİCİ          ............................................................39

Ercan KARADEMİR ................................................................42

Ben prenses Ana'yım!

              Prince Allen

Baharın son gününde, dağların yakınında, bulutlar yağmurla ağırlaştı. Kalenin yanında, Prens Allen, Prenses Ana'dan nasıl randevu isteyeceğini düşünerek bir yandan diğer yana yürüyordu. Bu yüzden tavsiye almak için bir arkadaşıyla konuşmaya karar verdi. Bunun için hizmetçisini, arkadaşını kaleye götürmesi için şehre gönderdi. Arkadaşı, prensesin ondan hoşlanmasını sağlamak için ani tavrıyla daha nazik olmasını tavsiye etti. Prens Allen, şehirdeki herkes için kalenin yanında bir parti vermeye ve prensesden onunla evlenmesini istemeye karar verdi.

  '' Beatriz's Story ''

Ana Lúcia Mouta, Escola Frei Manuel de Santa Inês, Portugal

Bir zamanlar, bir zamanlar Dünya'nın ciğerleri olarak bilinen yoğun Chibaba ormanında soğuk bir kış gününde küçük aslan Alpigo gizlenir. Ama neyden gizlendi? Siz sorun… Size tüm hikayeyi anlatacağım!

Koşmalıyız!

                                GEZGİN GÖKÇE VE ZUMBA

    Gezgin Gökçe sıcak bir yaz gününde ormanda keşif yaparken gökyüzünde sarı renkte bir şey görmüş. Gördüğünü anlamaya çalışırken bir anda farklı bir yere ışınlanı vermiş. Nerede olduğunu anlamak için etrafı dolaşırken Güneş Adam'ı bulmuş ve ona sormuş:

   - Ben neredeyim,burası neresi? 

    -Burası Güneş Ülkesi,demiş.

   Gezgin Gökçe Güneş Ülkesi'ni keşfe çıkmış. Gezerken yarım zebra Zumba'yı görmüş. Zumba çok  üzgünmüş. Çünkü Zumba diğer zebralardan farklıymış.

     Zumba'nın vücudunun yarısı beyaz diğer yarısı siyah beyazmış. Bu durum diğer zebralar arasında uğursuzluk olarak algılanıyormuş. Herkes Zumba'ya sen uğursuzsun diyormuş. Gezgin Gökçe Zumba'ya çok üzülmüş. Ona nasıl yardım edebilirim diye düşünürken bir yandan da Zumba'yı can kulağıyla dinliyormuş. Güneş Ülkesi'ne hiç yağmur yağmazmış. Yağmurun yağmamasını  Zumba'nın renginin uğursuzluğuna bağlıyorlarmış. 

      Zumba'nın annesi bir hikaye anlatmış. Ülkedeki ilk zebraların rengarenk olduğunu söylemiş.Sihirli bir göletin olduğunu ve bu gölete girenlerin renklerinin değişeceğine inanılırmış ama kimse cesaret edemezmiş. Zebraların arasından biri cesaretini toplayıp gölete atlamış.Çıktığında vücudunu siyah beyaz olmuş.Tüm zebralar hayran kalmış ve onlarda sihirli gölete atlayıp renklerini değiştirdiğini anlatmış.

     Zumba annesini anlamamış ve sihirli göleti aramaya karar vermiş. Ama bunu tek başına yapamazdı. Gezgin Gökçe 'den yardım istemiş ve birlikte sihirli göleti aramaya koyulmuşlar. Az gitmişler, uz gitmişler. Dere tepe düz gitmişler fakat göleti bulamamışlar.  

       Gezgin Gökçe sihirli göletin olmadığını anlamış. Zumba 'ya renginin bir ayrıcalık olduğunu  ve ona özel olduğunu söylemiş. O günden sonra Zumba renginden hiç şikayet etmemiş. Kendisinin çok özel olduğunu anlamış.

              BURCU YAZAR YILMAZ

               ŞEHİT KONUK İLKOKULU 

                YEŞİLYURT /MALATYA

 (Elvin Ela T./ 3-D)

I'm Punchy

Help me Prince Allen!

TEACHER: TERESA MOREIRA

STUDENT:MARIANA 

             Işıl ormanda ailesiyle birlikte yaşayan ateşböceğiydi.Ama çok mutsuzdu.Çünkü ışığı zayıftı öteki ateşböcekleri gibi parlamıyordu.Ötekiler onun bu cılız ışığıyla dalga geçtiğinden ,Işıl günlerini yalnız geçiriyordu.

              Işığını çoğaltabilmek için dünyayı dolaşmaya karar verdi.Güzel bir günde cesaretini toplayıp yola koyuldu.Çayırdan çıkar çıkmaz cırcırböceği Maya ile karşılaştı.Maya ona vücudunu çamura bulamasını söyledi.''Çok işe yarayacak göreceksin''diyordu.Işıl denedi fakat kısa zamanda çamur kurumaya başladı.Hiçbir yere kıpırdayamıyordu.

                 Neyse ki birazdan yağmur yağmaya başladı.

            Işıl'ın kanatlarındaki çamuru temizledi.Işıl özgürce uçabilirdi artık.Ormanda düşe kalka yol alırken yeni maceralar Işıl'ı bekliyordu.Örümcek ağına takılan bir sineği kurtardı.Sinekle arkadaş oldular. Sinek sen benim canımı kurtardın dile benden ne dilersen dedi. Oda sıkıntısından bahsetti.

              Sineğin tanıdığı uğurböceği Mucit'in tam ona göre bir icadı vardı.''Yeni icadımı denemek için sabırsızlanıyorum''dedi. ''Ateşböceği Parlatıcı''.

           Artık Işıl parıl parıl parlıyordu.

Kendi güçlü ışığı sayesinde evine dönebildi.Artık Işıl çok mutluydu.İyilik eden iyilik bulur sözü bir kez daha gerçekleşmişti.

YARDIMSEVER GÖKÇE

KEZİBAN UZA

Tacirler Eğitim Vakfı İlkokulu

Esenler/İSTANBUL

     Güzel bir ilkbahar mevsimiydi.Ağaçlar çiçek açmış,kuşlar cıvıl cıvıl baharı müjdeliyordu.Gezgin Gökçe güzel bir güne uyanmış,ailesiyle harika bir kahvaltı yapmıştı.Arkadaşlarıyla daha önce haberleşmişlerdi.Yürüyüş yapmaya gideceklerdi sahil kenarına.                                                                               Gezgin Gökçe gezmeyi çok sevdiği için arkadaşları ona Gezgin Gökçe diyorlardı.Gezgin Gökçe arkadaşlarıyla yola çıktı.Yürürken bir kaplumbağa gördü.

   Gezgin Gökçe aniden durdu.Kalbi çarpmaya başladı.Küçük kaplumbağa ters dönmüş çaresizce bakıyordu.Gezgin  Gökçe yardımsever bir kızdı.Kaplumbağayı eline alıp düzeltti.Mutlu bir şekilde yoluna devam eden kaplumbağa gülen gözlerle Gökçe'ye baktı.Gezgin Gökçe'nin mutluluğu ise iki kat daha fazlaydı.Çünkü o biliyordu ki DÜNYA YARDIMLAŞINCA DAHA GÜZELDİ:)

Marina Hussein, escola frei manuel de santa inês, portugal

It is so cold!

I like to go out when it is very cold!

Hi, I am Ms Smith!

That day of january was a very cold winter day.

ms smith, as usual, went out with her dog around the sunrise.

that dog loved walking on the street and smell the air. 

that day ms smith decided to put a mask on the dog to protect him from the cold and to avoid that the dog could eat garbage from the street.

they went ti the neighborhood, to the park.

there, suddenly, the dog removed the mask, ran freely and looked like he was smiling and life was just happiness and freedom. it was the world i want to be in my dreams.

MARINA 'S STUDENT STORY

UZAYLI  PRENS

MELTEM BAYRAKTAR

YUNUS EMRE İLKOKULU 4/A

REYHANLI/HATAY

Uzaylı Prens ülkesinde uzakta yeni galaksiler keşfederken masmavi bir gezegen görmüş.Burayı çok merak edip hemen inmiş.Tam bu sırada; 

Mahallede akşam üzeri çok parlak bir ışık görünmüş.Herkes bu ışığın nedeni sormuş birbirine.Kralın kızı ise bunun bir uzay aracı olduğuna inanmış ve aramaya başlamış.Prenses kimseye haber vermemiş.Yokluğunu farkeden kral babası ise kızını merak etmiş.Hemen Prensesi aratmaya başlamış. 

Prenses ormanda Uzaylı Prens ile karşılaşmış.Önce çok heyecanlanmış. Ama sonra korkulacak bişeyin olmadığını anlamış.Ona sorular sormaya başlamış.

 Tüm mahalle Prensesi ararken onlar bir kayanın üstünde konuşuyorlarmış.Prensesi bulduklarında yanında Uzaylı Prens yokmuş.Ama onu da yalnız bırakmamış.Özel güçleri ile onu bütün tehlikelerden korumuş ve mahallelinin onu bulmasını beklemişler.

O günden sonra Uzaylı Prens ve Prenses çok iyi arkadaş olmuşlar.

Uzaylı Prens her akşam üstü mavi gezegene gelip arkadaşı Prensesi görmüş.Bazen oyunlar oynamışlar bazen de gezegenleri ile ilgili merak ettiklerini birbirlerine sormuşlar.

Güzel bir ilkbahar günüydü. Korkusuz Oğuz yataktan kalkıp banyoya gitti. Elini yıkamak isterken suların olmadığını fark etti. Annesine seslendi:

-Anne,sular kesilmiş! Annesi:

-Biliyorum,bidonda su vardı. O suyu idareli kullan.

Sonra Oğuz düşünmeye başladı. Neden kaynakların bittiğini düşünürken bütün tükenebilecek kaynakları düzenli kullanırsak bu kaynakların bitmeyeceğini fark etti. Oğuz daha sonra arkadaşlarının yanına gitti. 

Onlara "Neler yapabiliriz?" diye sordu. Hep birlikte öğrencilere konferans verme kararı aldılar. Okulun konferans salonunda tüm öğrencilere kaynaklarımızı israf etmememiz gerektiğini anlattılar.Boşa harcanan elektrik,su,ısı,kağıt israf oldukça elma,nar olmayacaktı. Hatta denizlerde balıklar da kalmayacaktı.

Korkusuz Oğuz ve arkadaşları güzel bir iş çıkardılar. Tüm öğrencilerin daha dikkatli olmasını sağladılar.