Su hayattır.
Water is life.
Deniz sabah erkenden kalktı. Susadığını fark etti. Mutfağa gitti. Etrafına bakındı, sürahide kalan suyu içti bitirdi. Annesi mutfağa geldi. suyun bitmiş olduğunu gördü ama ama Deniz e bir şey söylemedi. Çünkü bu günlerde temiz su bulmak gerçekten çok zor hale gelmişti. Deniz banyoda elini yıkarken suyun az ve pis olduğunu fark etti. Annesine seslendi.
Annesi olayın farkındaydı.Deniz’e arka sokakta belediyenin çalışma yaptığını söyledi.Kızının canını sıkmak istemiyordu.Oysa ki durum ciddiydi.Temiz su kaynakları tükenmiş, kontrollü su tüketimi yapılmaya başlanmıştı.
Kahvaltıdan sonra okula giden Deniz, okul koridorlarında su kullanımı ile ilgili afişler gördü. Önceden de vardı ama hiç bu kadar çok görmemişti. Herkes "su" dan bahsediyordu.
Kimisi elini iyi yıkayamadığından, kimisi kaç gündür doğru düzgün banyo yapamadığından, kimisi babasının bir damacana temiz su için çok para harcadığından bahsediyordu.
Some of them were talking about that they haven't washed their hands well, some haven't bathed properly for days and some said their father spent a lot of money on water for a water bottle
İlk dersi Türkçe idi. Öğretmenleri bütün ders "su" dan bahsetti. Ne kadar önemli olduğundan, bugünlerden daha zor günlerin onları beklediğinden...
Deniz üzüldü. Bir şeyler yapmak gerekiyordu. Bu problem herkesin problemiydi. Bir çözümü olmalıydı...
Çünkü SU insanlar, hayvanlar,bitkiler ve hatta tüm gezegen için çok büyük bir öneme sahip ve onun yerini başka bir şey dolduramaz.
Hayatın devamlılığı için harekete geçilmesi gerekiyordu.
Yoksa her şey zamanla yok olacaktı: hayvan türleri, bitkiler. ve insanlar su için savaşacaktı belki de. Bu çok kötü bir şeydi. Birlik olursak bunun önüne geçebiliriz diye düşündü.
Herkesi suyun önemi ve suyu tasarruflu kullanma konularında bilinçlendirmek gerektiğini düşündü. Parmak kaldırıp bunu öğretmeniyle paylaştı.
Öğretmeni Deniz'in haklı olduğunu söyledi ve bu konudaki düşüncelerini paylaşmasını istedi.
Deniz söz hakkını alan ilk öğrenci oldu. Su tüketiminin dikkatli yapılması hakkında bilgi sahibiydi ancak sanal su tüketimi denen kavramın ne olduğuna anlam verememişti. Bora el kaldırdı:
-Televizyonda izlediğim bir belgeselde giysilerin üretiminde kullanılan suyun sanal su olduğunu öğrendim.
Dedi.
Buse söz hakkı istedi:
-Yalnızca giysi değil bir bardak kahve üretimi için harcanan su da sanal sudur.
Dedi.
Öğretmenleri katılım sağlayan öğrencilere teşekkür ederek sanal su hakkında şunları söyledi:
-Sevgili öğrencilerim 1 bardak süt için 225 litre su,
1 kilo tavuk eti için yaklaşık 5 litre su,
1 kilo sığır etinin üretimi için 15 litre su,
1 kilo çikolata üretimi için yaklaşık 20 litre su,
1 adet pamuklu t-shirt için 3 litre su,
1 adet kot pantolon için 11 litre su tüketiliyor.
1 litrelik şişelenmiş su için ise yaklaşık 17 litre su tüketiliyor. Bu 17 litre suyun %61’i plastik hammadde üretimde, %16’sı işlenme, %17’si enerji ve sadece %6’sı içtiğimiz su olarak tüketiliyor. Dedi.
For a kilo of chicken production 5 lt water
For a kilo of beef production 15 lt water
Nearly 20 lt water for a kilo of chocolate production
3lt of water for a cotton t-shirt production is CONSUMED
Bu sözlerden sonra çok üzülen tüm öğrenciler su tüketimi ve sanal su tüketimi arasındaki farkı daha iyi öğrendiler ve yaşamları boyunca tüketime değil üretime destek verme konusunda kendilerine söz verdiler.
Buse: Yalnızca ihtiyacım olan giysileri alacağım ve küçülen kıyafetlerimi geri dönüştüreceğim. Dedi.
Deniz:
-Ben de bundan sonra tek kullanımlık sanal su israfına neden olan ürünler ile plastik ürünleri kullanmayacağım dedi.
Bora ise heyecanla söz hakkı istedi. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu.
-Arkadaşlar bugün sanal su tüketiminin önemini daha iyi anladık. Gelin birlikte bir Etwinning projesi yapalım. Sanal su tüketimine tüm arkadaşlarımızın dikkatini çekelim.
Dedi.
Tüm öğrenciler Bora’ya alkışlar ile destek oldu.
Deniz söz istedi.
-Arkadaşlar hepimiz birer sanal su elçisi olalım. Sanal su elçisi olmaya var mısınız?
Dedi.
Tüm çocuklar sevinçle “evet” diye haykırdı.
Öğretmenlerinin de desteği ile bir etwining projesi hazırladılar. Projenin adını da Sanal Su Elçileri koydular. Artık her biri sanal su elçisi olarak sanal ülkenin ve dünyanın dört bir yanında sanal su tüketimine dikkat çekmek için çabalayan birer kahramandı.
Sözlük/Dictionary
ambassador: elçi
virtual: sanal
consumption: tüketim
strive: çabalamak
support: desteklemek
incident: olay
scarce: az/nadir
subject: konu
municipality: belediye
consume: tüketmek
draw attention: ilgi çekmek
production:üretim
participate:katılmak
Sözlük/Dictionary
important: önemli
conscious: bilinçli
saving: tasarruflu
perish: yok olmak
solution:çözüm
depleted: tüketmek
serious: ciddi
necessary: gerekli
situation: durum
prevent: önlemek
Sözlük/Dictionary
ambassador: elçi
bother: can sıkmak
resource: kaynak
dirty:kirli
replace: yerine koymak
take action: harekete geçmek
remaining: kalan
entire: tüm
realize: farkına varmak
serious: ciddi
necessary: gerekli
situation: durum
prevent: önlemek
bother: can sıkmak
resource: kaynak
dirty:kirli
replace: yerine koymak
take action: harekete geçmek
remaining: kalan
entire: tüm
realize: farkına varmak
Su hayattır.
Water is life.
Deniz sabah erkenden kalktı. Susadığını fark etti. Mutfağa gitti. Etrafına bakındı, sürahide kalan suyu içti bitirdi. Annesi mutfağa geldi. suyun bitmiş olduğunu gördü ama ama Deniz e bir şey söylemedi. Çünkü bu günlerde temiz su bulmak gerçekten çok zor hale gelmişti. Deniz banyoda elini yıkarken suyun az ve pis olduğunu fark etti. Annesine seslendi.
Annesi olayın farkındaydı.Deniz’e arka sokakta belediyenin çalışma yaptığını söyledi.Kızının canını sıkmak istemiyordu.Oysa ki durum ciddiydi.Temiz su kaynakları tükenmiş, kontrollü su tüketimi yapılmaya başlanmıştı.
Kahvaltıdan sonra okula giden Deniz, okul koridorlarında su kullanımı ile ilgili afişler gördü. Önceden de vardı ama hiç bu kadar çok görmemişti. Herkes "su" dan bahsediyordu.